"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

Gümrük Kıymeti Açısından Dökme Eşya

Tarih: 6.01.2015 12:52:00 - Görüntülenme: 6762

Dökme eşya tabirinden, Ambalajlanmamış ve genellikle yükleme ve boşaltması mekanik araç ve tesis gerektiren her türlü gaz, sıvı veya katı eşya anlaşılmaktadır. Maden cevheri, mineraller, hurda demir, kömür, hububat, hayvan yemi, küspe, çimento, suni gübre, mucur, v.b.gibi ambalajlanmamış her türlü gaz, katı ve sıvı eşya bu guruba örnektir. Dökme eşyanın, gümrük mevzuatının uygulanması bakımından kendine has hususiyetlerinin olduğu kuşkusuzdur. Bu hususiyetlerden biri; belki de en önemlisi “kıymet” meselesidir. 



Bilindiği üzere, ithal eşyasının gümrük kıymeti, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 23 ilâ 31 ve 7/10/2009 tarihli ve 27369 sayılı mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 43 ilâ 57 nci maddelerine göre belirlenmektedir. Eşyanın gümrük kıymetinin tespitine ilişkin yöntemlerin hangi esaslar çerçevesinde uygulanacağı ise Gümrük Yönetmeliğinin 44 üncü maddesinde hüküm altına alınmıştır.



İthal eşyasının gümrük kıymeti, 4458 sayılı Gümrük kanunun 24.maddesinde de hüküm atına alındığı üzere, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.



Dökme eşya, ağırlıkları üzerinden vergiye tabi olması münasebetiyle; öncelikle miktarının rasyonel verilerle belirlenmesi gerekmektedir. Büyüklerin ifadesiyle “Ölçüleri yanlış olanların; ölçümleri de yanlıştır.” Dökme eşyanın gümrük kıymetini, adaletli bir şekilde tahsil etmenin yolu; ölçme işleminin rasyonelliğinden geçtiği muhakkaktır.



Dökme eşyalardaki ölçmenin ne denli önemli olduğuna bir önceki makalemizde değindiğimizden burada ayrıntıya girmeden ölçümün önemine atıf yapmakla kifayet edeceğiz. Dökme eşya ticaretinde, eşyanın tabiatından kaynaklanan faktörler nedeniyle (Yoğunluk, ısı, ölçüm cihazları veya yöntemleri arasındaki fark, iklim koşulları, insan olgusu v.b. gibi.) ölçüm farklılıklarının her zaman olacağı göz önünde bulundurulduğundan; nihai fiyatın teslimattan sonra belirlenmesi kadar doğal bir durum yoktur. Bundan dolayıdır ki; bu nevi ticarette genellikle satış bedelinin tamamı ödenmez;



%1 veya %2 ‘lik dilim yukarıda bahsettiğimiz ölçüm sonucuna göre sonradan ödenir. Nihai miktarı belirlemede tahliye limanında bulunan ölçme cihazları veya ölçme yöntemlerinin yanı sıra; gümrük mevzuatımıza dahil olan uluslararası gözetim şirketlerinin ölçüm yöntemleri de belirleyicidir (Gümrük Yönetmeliğinin 75/2.maddesinde bahsi geçen draft survey yöntemi gibi).



Durum bu minval üzere olmakla birlikte; gümrük idarelerinin uygulamaları bakımından, farklılıklar bulunmaktadır. Bazı Gümrük idareleri, dökme eşyada meydana gelen eksiklikleri ve ödeme meblağlarını dikkate almayarak, faturada bulunan kıymet üzerinden işlemleri sonuçlandırmakta; eşya fazla çıktığında ise faturayı dikkate almayıp, fazla çıkan miktarlara göre işlem yapmaktadır. Mevlana’nın şu sözü bu anlamda manidardır: “Keser gibi olma; hep bana, hep bana. Rende gibi de olma; hep sana, hep sana. Testere gibi ol; bir sana, bir bana… " Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir. Bu bakımdan kanunların adaletli olmasından daha önemlidir; uygulayıcıların adaletli olmaları. Anayasanın 73. maddesi “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir, kaldırılır” hükmüne amirdir. Dolayısıyla kanuni mesnetten yoksun görüş veya anlayış zaman alsa da mutlaka değişmek zorundadır. Bunun için, Fransız siyaset adamı Honore Mirabeau’nun şu sözü darb-ı mesel olmuştur: “Adalet topaldır; ağır yürür, fakat gideceği yere er geç varır”



Ana gümrük alanları hakkında önlemler giderek artmaktadır özellikle ilaç uygulamalarında; güvenlik; sağlık; emniyet ve IPRs (Intellectual property rights-telif hakkı) ve çevre aynı zamanda yeni gümrük sınır kuralları. ve bu önlemleri sadece ithalatçı ülkeler için değil aynı zamanda ihracatçı ülkeler için de geçerlidir.Bu WTO (World Trade Organization- Dünya Ticareti Örgütü) DDA (Doha Development Agenda-Doha Kalkınma Gündemi) görüşmelerinde Gümrükleri ilgilendiren çeşitli karalar alındı ve ticareti kolaylaştıracak önlemlerde buna dahil. Bu yüzden, ithalatçı ve ihracatçı ülkelerin gümrüklerinde bu yeni kural ve önlemleri uygulamak için iş yükü artmıştır.



Ticaret kolaylaştırılması birçok kez üst düzey politik kuruluşlar tarafından bahsedilmiş, altı çizilmiştir. Bu Ticaret kolaylaştırılma programlarının bazıları şu an işlemektedir ve ya önümüzdeki yıl başlaması beklenmektedir. Ve Gümrük modernizasyonu bu Ticaret kolaylaştırılması programlarının önemli bir parçasıdır. Gümrük modernizasyonu için yapılan kapasite geliştirme faaliyetleri Ticari yardım ve gelecek WTO anlaşmasındaki Ticari kolaylaştırma uygulamalarında önemli bir yer oluşturacaktır. Bunların haricinde. Gümrükler daha fazla teknik yardım ve kapasite geliştirme faaliyetleri yapmakla ilgilenmeleri gereklidir..



Yurtiçi kaynakların organize edilmesi (harekete geçirilmesi- bir araya getirilmesi) birçok gelişmekte olan ülkede önemli bir önceliktir. Bu yüzden devletlere gelirlerinin adil, etkin ve verimli bir şekilde toplanması hususunda bir baskı vardır. Gelir kaybı ulusal kalkınma ve rekabet gücünü büyük bir oranda zayıflatır.



 



Konumuz kanuni dayanaklara gelmişken, dökme eşyaların gümrük kıymetine yasal perspektiften, bakmak isteriz: Dökme olarak gelen eşyadaki %3’ ü aşmayan özet beyan eksiklik ve fazlalıkları için takibat yapılmaz. Kaldı ki % 3’ü aşan kısımlar için Gümrük Kanunun 237. madde hükümleri uygulanır. Kısaca ifade etmek gerekirse %3’ü aşan eksiklik ve fazlalıklar takibat sonucuna göre eşyanın taşınmasından sorumlu kişiler nezdinde tekemmül ettirilir. Alıcı, isterse takibat sonucunu beklemeden fiilen bulunan miktarlar üzerinden gümrük işlemlerini sonuçlandırma cihetine gidebilir. % 3 limit dahilinde olup, fazlalık içinde alıcı açısından bir sıkıntı bulunmamaktadır. Zira alıcı fazlalığa tekabül eden gümrük vergisini ödeyerek eşyayı teslim almaktadır. Hal böyleyken % 3 limit dahilinde eksik çıkan dökme eşyada, mevzuat aynı olmasına karşın Gümrük İdareleri arasındaki farklı uygulamalardan kaynaklanan sıkıntılar yaşanmaktadır. Bizim değinmek istediğimiz husus tam da bu noktadadır. Bahis konusu hususları maddeler halinde sıralamak gerekirse: 



1- Gümrük Kanunu 24.madde : “İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.” 

Dökme eşya bedelleri, tahliyeden sonra Gümrük İdaresinin de taraf olduğu bir ölçüm veya tartı neticesinde yapılmaktadır. Tespit edilen miktarlar üzerinden ithalat bedelleri ödenmektedir. Yani satıcıya fiilen ödenen veya da ödenecek nihai fiyat söz konusu ölçüm neticesine göre şekillenmektedir. Dolayısı ile zuhur eden eksiklik kıymet matrahına dahil edilmemelidir.



2- Gümrük Kanunu 186/1-d madde : “Eşyanın tabi tutulduğu gümrük rejiminin kullanılmasından, doğan yükümlülüklerini yerine getirememesinin eşyanın tahrip olmasının veya tekrar yerine konulamaması şeklinde kaybının, eşyanın özelliklerine bağlı bir nedenden veya beklenmeyen hal veya mücbir sebepten ya da gümrük idarelerinin izninden kaynaklandığını kanıtlaması halinde, ithalat nedeniyle gümrük yükümlülüğü doğmuş sayılmaz.”

Dökme eşyanın tabiatından kaynaklanan faktörler nedeniyle ölçüm neticesi, faturasında kayıtlı miktarlarla aynı olmayacağı aşikârdır. Ayrıca söz konusu kayıp, beyan sahibinin hatasından veya ihmalinden kaynaklanmıyorsa, kayıp kısım için gümrük yükümlülüğü doğmayacağından mütevellit, eksikliğe tekabül eden kısımların kıymet matrahına dahil edilmemesi gerekir. 



3- Gümrük Yönetmeliği 192/1.madde : “Miktar noksanlıklarında, noksanlığın eşyanın telef veya kaybından veya noksan gönderildiğinin sabit olmasından veya çalınmasından ileri geldiğinin anlaşıldığı hallerde, bu noksanlığı karşılayan kıymet, beyan edilen esas kıymetten düşülerek kalan kıymet vergi matrahına esas tutulur.”

Dökme eşyada zuhur eden noksanlık, telef, eksik yükleme, çalınma, ihmal veya hileli bir durumumdan kaynaklanmadığı durumlarda; eşyanın tabiatı icabı Yoğunluk, ısı, ölçüm cihazları veya yöntemleri arasındaki fark, iklim koşulları, insan olgusu v.b. gibi faktörlerden kaynaklandığı söylenebilir. Anlatılan nedenler dolayısıyla vuku bulacak eksikliklerin, kıymet matrahına ilave edilmemesi gerekmektedir.



4- Gümrük Yönetmeliği 487.madde :  “Kanunun 186 ncı maddesinin uygulanmasında, gümrük idareleri, ilgili kişinin isteği üzerine, ortaya çıkan kayıpların sadece eşyanın mahiyetinden kaynaklandığı ve ilgili kişinin ihmalinden ya da hileli işlerinden kaynaklanmadığının gösterilebildiği durumlarda, kayıp miktarını dikkate alır.” 

Dökme eşya ithalatlarında meydana gelen kantar veya ölçüm farkları, iklim koşullarının ölçme yöntemine etkisi gibi beyan sahibinin ihmalinden veya kusurundan kaynaklanmayan faktörlerin her zaman var olduğu; Söz konusu kaybın eşyanın mahiyeti gereği zuhur ettiği ve önlenmesinin (en azından beyan sahibi tarafından) imkansız olduğu dolayısı ile bu kısım eksiklikler için gümrük yükümlülüğünün doğmayacağı izahtan varestedir.



5- Gümrük Yönetmeliği 582/2.madde : “Miktar noksanlığına ilişkin para cezalarının takdirinde eşyanın tabiatından veya hava etkilerinden doğan farklar yükümlünün lehine olarak dikkate alınır.”

Dolayısı ile mükellefin hata veya kusurundan kaynaklanmayan, bu nevi eşyanın doğasında var olan faktörler miktar farklılığına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle söz konusu farklılıkların vergi adaleti nedeniyle idare lehine değil; mükellef lehine uygulanması gerekmektedir. Firma stoklarına fiilen girmeyen, eşyanın (parası yurt dışına gönderilmemişse) vergi matrahına dahil edilmesinin adil olmadığı düşünülmektedir.



6-Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 28.10.2004tarih ve 029816 sayılı yazısı: “Adı geçen Başmüfettişin 03.08.2004 tarihli 052-3/1 sayılı yazısında; Mevzuat gereği dökme gelen akaryakıtlar için % 3 ün altında kalan özet beyan eksiklikleri ile ilgili olarak gümrük idarelerince takibat yapılamamaktadır. Serbest Dolaşıma Giriş Beyannameleri de esas olarak antrepoya alınan toplam ağırlık dikkate alınarak düzenlenmektedir. Satış koşulu olarak eşyanın bedelinin özet beyanda gösterilen bedel üzerinden transfer edilmesi halinde ve faturada gösterilen bir bedel dışında başkaca bir para transferi durumunda, bu bedelin tamamının gümrük vergisinin hesaplanmasında esas alınması zorunludur. Zaten noksanlığın, eşyanın telef veya kaybından veya noksan gönderilmesinden kaynaklanması durumunda noksanlığa tekabül eden döviz tutarının yurt dışına transfer edilmemesi halinde, bunun kıymetin bir unsuru olarak değerlendirilmesi mümkün olamayacaktır Ancak satış koşulu olması halinde yurt dışına transfer edilen eşyaya ilişkin tüm kıymet unsurlarının gümrük vergisi matrahına, ekleneceği açıktır.”



7-Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 15.06.2010 tarih ve 13273 sayılı yazısı: “İzmir Gümrük Müdürlüğünün (Muayene-Tahakkuk Servisi) teftişi neticesinde Gümrük Müfettişi Nevzat BOZKURT, Gümrük Müfettiş Yardımcıları Selçuk ÖZDAMAR, Emir Mesut MORKOÇ ve Faruk ŞEN tarafından düzenlenen 18.08.2009 tarihli, 7/207 sayılı Basit Raporun “Teftişin Sonuçlan Durumu” bölümünün 3 üncü maddesinde özetle, dökme olarak getirilen ve ithalatı gerçekleştirilen eşyaya ait beyannamelerin incelenmesi sonucunda dökme olarak gelen eşyanın antrepoya alınması sırasında özet beyan takibatı gerektirmeyen eksiklikler vuku bulduğu,



söz konusu eşyanın serbest dolaşıma sokulması esnasında ise fiilen antrepoya alman miktarlar dikkate alınarak fatura tutarında düşümler yapıldığı ve bu düşümlü kıymet üzerinden vergilerin hesaplanarak ithalat işlemlerinin gerçekleştirildiği; ancak beyannamelere ekli banka transfer yazılarında ise firmanın fatura tutarının tamamını yurtdışına transfer ettiğinin müşahade edildiği;



Gümrük Kanununun 24 üncü maddesinin “İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.” hükmündeki 1 inci fıkrası uyarınca eşyanın gümrük kıymetinin fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olmasına karşın inceleme konusu beyannamelerde beyan edilen kıymetin yurtdışına transfer edilen tutardan daha düşük olduğunun tespit edildiği; dolayısıyla eksik kıymet beyanında bulunulduğu sonucuna varılarak ek tahakkuk çıkarıldığı…”



Dökme eşya teftişlerine dayanılarak hazırlanan, cevaplı rapordan alınan yukarıdaki pasajlar (5. ve 6.maddeler), dökme eşyada zuhur eden noksanlığa tekabül eden bedelin, yurt dışına transfer edilmemişse veya transfer edilmiş olmakla birlikte beyannamenin tescil tarihinden önce yurda geri getirildiği banka marifetiyle ispatlanıyorsa, gümrük kıymetinin bir unsuru olmayacağı; dolayısı ile söz konusu eksikliklerin kıymet beyanlarına konu edilmemesi gerektiğini başkaca bir yoruma gerek bırakmayacak şekilde açık ve net olarak ortaya koymaktadır.



8- Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Genelgesi (Sayı 1-M) Madde 13:“İthalat bedelleri, uluslararası kurallar, bankacılık temayüllerine ve satış akdinin hükümlerine göre ödenir.”



Dökme eşyanın ithalat bedelleri, tahliyeden sonra Gümrük İdaresinin de taraf olduğu ölçüm veya tartı neticesine göre bulunan değerler üzerinden ödenmektedir. Yani satıcıya fiilen ödenen veya da ödenecek nihai fiyat, söz konusu bu ölçümlerden sonra satış akdinin hükümlerine göre kesinlik kazanır. Bu nedenle ilgili satış faturalarında veya satış sözleşmelerinde: “Payment to be final and re-adjusted separately after discharge accordıng to out turn weights. (Nihai Ödeme, tahliye limanında tespit edilecek miktarlar üzerinden yapılacaktır.) şeklinde veya bu manayı ihtiva eden atıflar söz konusudur.



9- Gümrük Genel Tebliği (Gümrük İşlemleri) (Seri No : 16) (11.07.2002 t. 24812 s. R.G.) Madde 5: “Bilgisayar sistemi bulunan gümrük idarelerinde, yaygın basitleştirilmiş usule tabi tutulacak eşyaya ilişkin gümrük beyannamesi seçme kriterlerine göre yapılan fiziki kontrol veya belge kontrolünden sonra ithalat vergileri ödenmek üzere vezneye gönderilir. Sonradan kontrole tabi beyannameler ise, onaydan sonra doğrudan vezneye gönderilir. Bu usule tabi tutulan eşyanın sayılabilir veya adetli olması halinde vergiler kesin olarak tahsil edilir. Eşyanın dökme olması ise, yükümlüsünün talebine göre vergiler, ya kesin olarak tahsil edilir yada beyanname kapsamı eşyaya tekabül eden ithalat vergileri tutarında teminat alınır.”



Vergileri ödendikten veya teminat altına alındıktan sonra, görevli gümrük memuru eşyanın teslimini sağlayarak, ölçüm veya tartım işlemlerine ilişkin meşruhatları beyannamenin döküm nüshası arkasına, beyannamede yeterli yer olmaması halinde diğer kağıtlar üzerine düşer. Aynı meşruhat görevli memur tarafından beyannamenin ekran nüshasına da kaydedilir. Bilgisayar sistemi bulunmayan gümrük idarelerinde ise, muayene sonucunda miktar tespitinin (eşyanın ağırlığı, kapların sayısı, kap veya ambalajsız gelenlerde adet ve kilogram itibariyle miktarı) kaydedildiği kağıtların altları muayene memurları tarafından imzalanır ve bu kağıtlarda kayıtlı miktar eşyanın ithalat vergilerinin tahakkukuna esas teşkil eder.”



10- Gümrük Genel Tebliği (Gümrük İşlemleri) (Seri No : 16) (11.07.2002 t. 24812 s. R.G.) Madde 6: “Bilgisayar sistemi bulunan gümrük idarelerinde, yaygın basitleştirilmiş usule tabi eşyanın tesliminden sonra vergi tahakkukunun yeniden yapılması gerekiyor ise ilgili muayene memuru "Entegre Tarife Bilgilendirme" modülünü kullanarak yeni verilere göre alınması gereken vergi miktarlarını tespit eder. Yeni hesaplanan vergiler daha önce tahsil edilen vergilerden daha yüksek ise, aradaki farkın tahakkukunu manuel olarak yapar ve buna ilişkin olarak "kapanmış beyannameler" bölümüne gerekli açıklamaları kaydeder. Bu şekilde belirlenen ek vergilerin bankaya ve gümrük veznesine yatırılmasından sonra "muhasebe hareketleri" ekranında gerekli kayıtlar düşülerek vezne blokajı kaldırılır. Önceden tahsil edilen vergilerin daha fazla olduğu durumlarda ise, geri verme işlemleri yapılır.”



 



Makalemizin 9. Ve 10 maddesini teşkil eden Taşıt Üstü Gümrük İşlemine (SUPALAN) tabi tutulan dökme eşyalar için, ithalat vergilerinin tahakkukunda tahliye neticesinde tespit edilen miktarların baz alınacağı; gerekli mahsuplaşma işlemlerinin de söz konusu tahliye neticesine göre yapılacağı açık ve net bir şekilde hüküm altına alınmıştır.



Sonuç olarak, yukarıda bahsetmeye çalıştığımız mevzuat kalemleri, dökme eşya ithalatlarında % 3’ün altında kalan dolayısı ile takibata konu olmayan eksikliklerin (ithalat bedelleri ödenmemek veya ödendiyse yurt dışı ile mahsuplaşmak kaydıyla) gümrük kıymetine dahil edilmeyeceğini açık ve net bir şekilde gözler önüne sermektedir.



Vergilendirilmiş kazancın kutsal olduğunu savunmak kadar; olmayan bir eşyadan vergi alınmasını kerih görmek, her şeyden önce adil olmanın gereğidir ve unutulmamalıdır ki, adalet her kese lazımdır…


Son Yüklenen Diğer Haberler