Bu taşınmanın nedeni şehrin önemli bir merkezi olan Sirkeci’de meydana gelen sıkışıklığın merkezi olmayan bir noktaya alınmasıydı.
Ancak, verilen hizmet demiryoluyla taşınan eşya ile sınırlı kalmayınca karayolu ile TIRlar marifetiyle taşınan eşya için de gümrük hizmeti burada verilmeye başlandı. İlk yıllarda mevcut altyapı himetin verilmesi için yeterliydi. Ancak gittikçe artan karayolu trafiği ve özellikle Halkalı Gümrüğü’nun kara yoluyla yapılan en büyük ihracat gümrüğü olmasından sonra Halkalı’nın konumu, mevcut yol alyapısı ve yerleşim yeri olması sonucu trafikte çok ciddi tıkanmalara neden olmaya başladı. 1990 ların ikinci yarısından itibaren sıkışıklık her geçen yıl biraz daha arttı.
İstanbul’dan karayoluyla yapılan ihracatın çok büyük bölümü ile ithalatın önemli bir kısmının Halkalı’da gerçekleşmesi, Halkalı’nın konumu ve şehrin hızlı büyümesi dikkate alındığında, karayoluyla İstanbul’a gelen ve giden eşyanın gümrük işlemlerinin Halkalı Gümrük Müdürlüğü dışında bir yerde yapılması ihtiyacı 2000‘li yılların başından itibaren ciddi bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı
Bu nedenle , yeni bir gümrük idaresi kurulması için uzun süre İstanbul’un Edirne yönünde uygun konum ve büyüklükte yer aranmış , özellikle Milli Emlak birimleriyle yapılan ortak çalışmalarla hazine mülkiyetinde arsa-arazisi temin edilmeye çalışılmıştır. Son beş İstanbul Gümrükleri Başmüdürünün öncelikli konularından birini bu arayış oluşturmuştur. 2009 yılının Eylül ayında yaşanan sel felaketinde Halkalı Gümrük Müdürlüğü binası ve çevresinde yaşananlar da bardağı taşıran damla oldu.
Sonunda Çatalca’da TEM’in Edirne yönüne sağ tarafta 220 dönümlük bir arazi bulunarak Maliye Bakanlığından Müşteşarlığa tahsisi temin edildi. Arazi içinde bazı parsellerin özel mülkiyete konu olması nedeniyle sahiplerine takas yoluyla farklı yerler tahsis ettirildi. Ardından imara yönelik prosedür başlatıldı.
Uzun zaman ve uğraş gerektiren ilçe ve Büyükşehir Belediyesindeki işlemlerde tamamlanarak 2011 yılı sonlarında belirtilen yerdeki araziye kazma vurulabilir aşamaya gelindi. O çalışmalar sırasında TASİŞ Genel Müdürü görevinde bulunan Sn.Nuriddin DÖNMEZ’in gayretlerini de anmak gerekir . Bir yandan bu teknik çalışmalar sürerken diğer yandan projeyi olumsuz etkileyecek şekilde konuyla ilgili farklı yaklaşımları olan bazı Bakan ve kurumları ikna etmek Bakanımız Sn Hayati YAZICI ‘ya düştü.
Kara sınır kapılarının YID (Yap İşlet Devret) sistemiyle yapılması ve işletilmesinde sağlanan başarı, bu önemli iç gümrüğün de aynı yöntemle yapılmasını gündeme getirmiş ve bu doğrultuda hukuki alt yapı daha önceden gerçekleştirilmişti.
Bu çerçevede Halkalı Gümrük Müdürlüğünü de kapsayacak lojistik merkezin YID yöntemiyle yapmak üzere talepte bulunanların belirlenmesi çalışmasının nihayet sona erdiği ve sınır kapıları konusunda uzmanlaşmış TOBB bünyesinde kurulan GTİ ( Gümrük ve Turizm İşletmeleri ) tarafından yapılmasına karar verildiği, basında yer alan haberlerden, anlaşıldı .
Belirlemenin bu şekilde gelişmesinin, yurdun batı ve güneyindeki kapılara göre getirisi daha sınırlı olan yani yolcu profili ve sayısı itibarıyla ticari manada cazibesi sınırlı Esendere , Kapıköy, Dilucu ve Çıldır-Aktaş kapılarının yeniden yapılanmalarının da realize olmasını sağlamak olduğu, tahmin edilmektedir.
Şimdiye kadar İpsala ,Kapıkule ,Hamzabeyli ,Sarp, Habur , Nusaybin ve Cilvegözü sınır kapıları YID kapsamında TOBB tarafından ; Gürbulak sınır kapısı ise UND tarafından yenilendi.
Bilindiği üzere , YID sistemi yatırıma konu işletmenin belli bir süre işletilmek suretiyle yapılan harcamanın makul bir karla geri kazanım sonrası devredilmesini gerektirmektedir . Kamuoyunun belli bir bölümünde oluşan görüşün aksine kara sınır kapıları TOBB tarafından meccanen yenilenmemektedir. Zaten tacirlerin en elitlerinin kar saiki olmaksızın böylesi projelere girmesi beklenmez. Şaka bir yana, getirisinin sınırlılığına rağmen Gürbulak kapısını yeniden yapılandıran UND ve o zamanki başkanı Sn. Çetin NUHOĞLU ‘nu teşekkürle anmak uygun olur.
YID sistemi gerçekten hem yaptıran kamu birimi hemde yapıp-işletenler açısından gerçek manada olumlu sonuçlar yaratan bir uygulamadır. Birleşmiş Milletler tarafından kapıların yenilenmesinin örnek olarak gösterilmesi boşuna değildir. Sınır kapılarının eski ve yeni halini bilenler farklılığı anlayabilir. Kapılar sadece Türkiye’ye yakışır biçimde yenilenmemekte aynı zamanda yenileme sonrası ulaşılan işletme standardının bütçe imkanıyla sağlanması mümkün değildir .
Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün taşınacağı Çatalca’daki yeni lojistik merkezi kara yoluyla yapılan ihracatın da artmasına imkan vereceği gibi sağlıklı yapılamayan denetime de imkan verecektir.
Günde 700 ile 1000 arasında TIRın artık Halkalı’ya gelmesi gerekmeyeceğinden Avrupa yakasındaki trafiği de Halkalı bölgesi itibariyle önemli şekilde rahatlatacaktır. Bu nedenle, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı’nın da bu çalışmaya ciddi destek vermeleri beklenmelidir.
GTİ’nin kara sınır kapıları konusunda uzmanlaştığı dikkate alındığında , ithalat ve ihracata yönelik bir iç gümrük olarak hizmet verecek yeni gümrüğün saha ve binasının işlem akışına uygun olacak şekilde yapımının öngörülen hız ve etkinlikte gerçekleşmesinin temini için İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü yöneticilerine de her aşamada görev düşecektir. On yılı aşkın bir süreden beri ihtiyaç duyulan bu projenin, umulan şekilde gerçekleşmesini ve öngörülen sürede uygulanmaya konmasını temenni ediyoruz.
S.Umman HAMİDOGULLARI
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri