"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

Sözleşmelerden Kaynaklanan Damga Vergisinin İthalatta KDV Matrahına Etkisi

Tarih: 8.04.2013 10:16:00 - Görüntülenme: 5717

Bilindiği üzere damga vergisi, Kişiler veya kuruluşlar arası hukuki işlemlerin geçerliliğini belgeleyen kâğıtlardan alınan vergi türüdür. 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa bağlı iki adet tablo vardır. Bunlardan bir sayılı tabloda yazılı kağıtlar vergiye tabiyken, iki sayılı tabloda sayılan kağıtlar damga vergisinden istisna edilmiştir. Bir kâğıdın vergiye tabi olması için: 





Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı listede yer alması,



• vergiden istisna edilmemiş olması,

• kâğıdın imzalanmış olması (e-imza dahil), 

• belli bir hususu tespit ve ispat etmesi şarttır.



Damga Vergisi Kanununun temel özellikleri ise şunlardır:



• Verginin konusu kağıtlardır.

• Dahili (kurum içi) işlemlerde düzenlenen kağıtlar vergiye tabi değildir.

• Sözleşmenin kanunen geçerli olmaması verginin ödenmemesini gerektirmez.

• Kağıdın hükümlerinin uygulanmaması verginin iadesini gerektirmez.

• Kağıtların terk edilmesi verginin alınmasına engel değildir.

• Kağıt düzenlendikten sonra işlemin feshedilmesi verginin ödenmesine mani değildir.

• Kağıt mevcudiyetinin tespit edilememesi halinde vergi alınamaz.



Damga Vergisi Kanununun ulusal sınırlar içinde uygulanabilecek olması itibariyle, genel kural olarak yurtdışında düzenlenen kağıtlarvergiye tabi değildir. Yurtdışında düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olmaları ancak ve ancak Damga Vergisi Kanununda belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Kanunun 1. maddesinin son fıkrası uyarınca yurtdışında düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olabilmesi için;



a) Türkiye’de resmi dairelere ibraz edilmesi,

b) Üzerinde devir ve ciro işlemleri yürütülmesi,

c) Herhangi bir suretle hükümlerinden Türkiye’de faydalanılması, koşullarından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır. 




Dolayısıyla yurt dışında tanzim edilen ve hükümlerinden ülkemizde faydalanılmayan sözleşmelerin verginin konusuna girmeyeceği izahtan varestedir. Yani Yurt dışında düzenlenen kağıtlar, ülkemizde resmi dairelere ibraz edildiği takdirde damga vergisine konu edilebilir. Damga Vergisinin, vergiye tabi kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen 15 gün içerisinde ödenmesi gerektiği mezkur kanunun 22. Maddesinde hüküm altına alınmıştır. Hal böyleyken, yurt dışında düzenlenen ve bahis konusu süre içerisinde Ülkemizde resmi dairelere ibraz edilmeyen; ancak her hangi bir sebeple ödeme müddetinin sona ermesinden sonra resmi dairelere ibraz edilen sözleşmelerin ne zaman ödeneceği konusu net olarak hüküm altına alınmamıştır. Bu nevi sözleşmelere konu verginin ödenmesinde, kağıdın tanzim tarihinin değil; resmi dairelere ibraz edildiği günün baz alınması gerektiği mütalaa edilmektedir.



Son zamanlarda camiamızda tartışılan konulardan biri de Damga Vergisinin konusuna giren sözleşmelerin ithalatta KDV matrahının bir unsuru olup, olmadığı meselesidir. 29.01.1997 tarih ve 22892 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 30 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğinde; Damga vergisinin katma değer vergisi hariç olmak üzere sadece işin bedeli üzerinden hesaplanması, Katma Değer Vergisi dahil edilerek düzenlenen kağıtlardan alınması icap eden damga vergisinin ise katma değer vergisi tutarı düşüldükten sonra kalan meblağ üzerinden hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Diğer yönden 3065 sayılı KDV Kanunun 21. Maddesinde ithalatta alınması gereken verginin unsurları sayılmıştır. Bunlar:



a) ….

b) İthalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve paylar,

c) Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilen-dirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerdir.



Söz konusu maddeleri Damga Vergisi tahtında incelediğimizde, Sözleşmelerden kaynaklanan damga vergisinin ithalat sırasında ödenen bir vergi olmadığı (beyannamenin kağıt nüshasından kaynaklanan Damga vergisi hariç) dolayısı ile KDV Kanunun 21/b maddesine dahil edilemeyeceği; Damga vergisi, vergi olması hasebiyle diğer giderler, fiyat farkı, kur farkı gibi ödemeler gibi de değerlendirilemeyeceği için KDV Kanunun 21/c maddesi çerçevesinde düşünülemeyeceği hususu da açıktır. 



Sonuç olarak, Yurt dışında düzenlenen ve resmi makamlara sunulmayan veya hükümlerinden Türkiye'de faydalanılmayan sözleşmeler için damga vergisi tahakkuk ettirilmemelidir. Resmi makamlara sunulan dolayısıyla damga Vergisinin konusuna giren Sözleşmelerden Kaynaklanan Damga Vergisi, ithalat sırasında ödenen bir vergi olmadığı için; ithalatta KDV Matrahının da bir Unsuru değildir. 



Bununla birlikte 3065 sayılı KDV Kanunun 21/b maddesi gereği ithalatta alınan damga vergisinin KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği Gümrükler Genel Müdürlüğünün 26.02.2004 tarih ve 5068 sayılı yazılarında başkaca hiçbir yoruma gerek bırakmayacak kadar açık ve net bir şekilde ortaya konulmuştur.



Söz konusu yazıda altı kalın çizgilerle çizilen ve ithalatta alınan damga vergisi 01.01.2013 tarih ve 28515 sayılı resmi gazetede yayımlanan 56 seri nolu Damga Vergisi Kanunu Genel tebliğinin 1 nolu tablosunda belirtilmektedir: 







Kaldı ki söz konusu damga vergisi KDV matrahına dahil edilmekte ve ithalatta alınan diğer vergilerle birlikte tahsil edilmektedir. Bunun dışındaki damga vergisinin ithalatta alınan bir vergi olmadığı çok açıktır. Dolayısıyla sözleşme münasebetiyle vuku bulan damga vergisinin, KDV Kanunun 21/b maddesi kapsamında ithalatta matrahın bir unsuru olmadığı açıktır.



 


Son Yüklenen Diğer Haberler