"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

YATIRIM TEŞVİK UYGULAMASINA DAİR BİR YORUM

Tarih: 2.05.2013 13:14:00 - Görüntülenme: 5497

Bilindiği üzere, Anayasa’nın 73 üncü maddesinde aynen   ; “ ...Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükleri kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirtiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir .”



167 inci maddesinde aynen  ; “...Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerinde vergi ve benzer yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kurulu’na yetki verilebilir ” denilmektedir.



Yürürlükte bulunan, 6326 sayılı Petrol Kanunu ve 2581 sayılı Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi Hakkında Kanun, 4458 sayılı Gümrük Kanunu gibi muafiyet sağlayan kanunlar mevcut olabildiği gibi; 474 sayılı, 933 sayılı, 4684 sayılı ve 2976 sayılı Kanunlar ile öngörülen çerçeve kapsamında Bakanlar Kurulu Kararına dayalı muafiyet uygulaması sağlandığı görülmektedir.



Bu çerçevede yayınlanan 10.06.2002 tarih ve 2002/4367 sayılı ve 28.08.2006 tarih ve 2006/10921 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının dayanağını; 14.05.1964 tarihli ve 474 sayılı Kanunun değişik 2inci; 28.07.1967 tarihli ve 933 sayılı kanunun 3/C, 20.06.2001 tarihli ve 4684 sayılı kanunun geçici 3üncü maddeleri ile 02.02.1984 tarihli ve 2976 sayılı kanun hükümlerinin oluşturduğu görülmektedir.



Belirtilen Kararname metinlerinin incelenmesinden görüleceği üzere; yatırım teşvik belgesine dayalı olarak yapılan ithalatta, ithalata konu eşya için öngörülen vergiler tahakkuk ettirilir. Ancak bu vergiler tahsil edilmeyerek öngörülen süre içerisinde yatırıma konu eşyanın amacına uygun olarak kullanılarak tamamlama vizesine konu olması halinde, tahakkuk ettirilen vergiler tahsil edilmez.



Teşvik belgesi kapsamı yatırımın veya belge kapsamında temin edilen makine ve teçhizata ilişkin tebliğlerle belirlenen hükümlere aykırı davranan, teşvik belgesindeki kayıt ve koşullara uymayanların (rejimi ihlal edenlerin)  yararlandığı destek unsurlarının ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca kısmen veya tamamen geri alınacağı anılan Kararlarda belirlenmiştir.



Normal olarak serbest dolaşıma giren bir eşyanın gümrük vergileri yurda giriş aşamasında tahakkuk ve tahsil edilrken, aynı eşyanın yatırım teşvik belgesi kapsamında yurda getirilmesi halinde öngörülen şart ve sürelere uyulması halinde bu vergilerin aranılmamasının dayanagını 2002 /4367 ve 2006/10921 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları oluşturmaktadır.



Anılan her iki Bakanlar Kurulu Kararına dayanak teşkil eden ve yukarıda sayılan dört özel Kanunun hiçbirinde yatırım teşvik belgesi/teşvik belgesine atıfta bulunmadığı da dikkate alındığında, bu belge kapsamında yurda getirilen eşyaya tanınan teşvik unsurlarının (gümrüklerce tahsil edilen vergiler dahil) özel kanunlara istinaden tanınmış muafiyetler kapsamında nitelendirilemeyeceği mütalaa edilmektedir.



Yatırım teşvik belgesi kapsamında ithale konu edilmekle beraber,  belirlenen süre ve diger şartlara konu eşyaya ilişkin  rejimin ihlali durumunda;



2002/4367 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 17 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında, aynen;’Bu Karar ve bu Karar’a ilişkin olarak çıkarılacak tebliğlerde belirlenen hükümlere aykırı davranan, teşvik belgesindeki kayıt ve koşulları yerine getirmeyen... Yatırımcıların yararlandıkları destek unsurları, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde 6183 sayılı Ammae Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca kısmen veya tamamen geri alınır’   ve



2006/10921 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 17nci maddesinin dördüncü fıkrasında, aynen ‘  ...hükümlere aykırı davranan, teşvik belgesindeki kayıt ve koşulları yerine getirmeyen... Yatırımcıların yararlandıkları destek unsurları, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca kısmen ve tamamen geri alınır’



Hükümleri ile müeyyide öngörülmüştür.



Görüldüğü gibi, yatırım teşvik uygulamasınnı amacı, kapsamı, destek unsurları ile diger şartlar ve müeyyideler dâhil tüm çerçevesi Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiştir.



Konu 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu dogrultusunda değerlendirildiğinde,  Suçlar ve Kabahatler başlıklı 3üncü maddesinin (6) fıkrasında yer alan “Özel Kanunları gereğince gümrük vergilerinden tamamen veya kısmen muaf olarak ithal edilen eşyayı, ithal amacı dışında başka bir kullanıma tahsis eden, satan veya devreden ya da bu özelliğini bilerek satın alan veya kabul eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır ” hükmü çerçevesinde dikkate almak gerekecektir.



Öncelikle,  burada muafiyet BKK ile sağlandığından, ‘Özel kanunlar gereğince’ ifadesine uyum sağlamamaktadır. Bu itibarla yatırım teşvik belgesi ile ithal edilen eşyanın Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/6 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucu çıkmaktadır.



 Yatırım teşvik belgesi ile ithale konu edilen eşya bedellerinin ödenmemesi nedeniyle alacağa karşılık makinalara haciz tatbik edilmesi ve haciz yoluyla değerinden düşük bedelle satılmasının kamu alacağı açısından irdelendiğinde:   makinaların gümrük vergilerine konu kıymeti, yatırım teşvik belgesiyle birlikte gümrük idaresine verilen beyanname eki faturadaki değerdir. Dolayısıyla hacizli satış aşamasında makinanın bulduğu değer gümrük vergilerini etkilemez. Gümrük İdaresinin, adına yatrım teşvik belgesi düzenlenen ve makinayı bu kapsamda ithal eden yükümlüden Gümrük Kanununa göre belirlenen ve gümrük beyannamesinde kayıtlı kıymet üzerinden gümrük vergilerini talep ve tahsil edilmesi gerekecektir. Yani eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin belirlenmesinde, icraen satış sonucu belirlenen bedelin bir etkisi olmayacağından, bir anlam taşımayacaktır.



Kaldı ki, mezkûr 2006/10921 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 13üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, aynen;’Teşvik belgesi kapsamında yer alan yatırımlardan tamamlama ve belgede kayıtlı özel şartların vizesi yapılabilecek durumda olan firmaların cebri icra takiplerine konu olması veya iflas masasına girmesi durumunda, yatırımcı, icra ve iflas organı tarafından icra ile satışın veya iflasın kesinleşme tarihinden önce talep edilmesi halinde Müsteşarlıkça teşvik belgesinin tamamlama vizesi yapılabilir. Ancak, satışın kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihi varsa satış için gerekli süreleri doldurmamış olan makina ve techizata yönelik olarak yararlanılan destekler 6183 sayalı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde tahsil edilir.’ Denilmek suretiyle,  icra satışına konu eşya için kamu alacağı konusunda muhatabın adına yatırım teşvik belgesi düzenlenen yatırımcı olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.



Bu mükellefiyet,  icra ve iflas organı tarafından yapılacak icra ile satışını ilgili kamu birimlerine bildirme yükümlülüğünün de, adına yatırım teşvik belgesi düzenlenen ve bu kapsamda ithal ettiği eşyayı nezdinde bulundurana aittir.    Alacaklının eşyanın yatırım teşvik kapsamında ithaline muttali olması halinde, keyfiyeti satışı yapan kamu birimine bildirmesi,  basiretli tacir olma açısından uygun olacaktır.



Ayrıca, icra ve iflas organı’nın yatırım teşvik kapsamındaki bir eşyayı satmadan evvel herhangi bir kurumdan izin almasını öngören bir düzenleme de bulunmamaktadır.



 Uygulanagelen genel yaklaşımın yukarıda belirtilen çerçevede olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır.  



 



Salih Umman HAMİDOĞULLARI



Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri


Son Yüklenen Diğer Haberler