I.BÖLÜM: Ülkemizde özellikle 2000’li yıllardan sonra, Avrupa Birliği üyeliği hedefinin de etkisiyle ortaya çıkan hızlı değişim ve dönüşümler, bu alandaki kanun gereksinimini arttırmıştır. 4458 Sayılı Gümrük Kanunu bu minvalde hayata geçirilmiş olmakla birlikte; güvenlik kaygılarının ön plana çıktığı, uluslararası ticaretin güvenlik, emniyet ve teknoloji ekseninde değişmesi, Gümrük ve dış ticaret dinamiklerini de yeni düzene karşı kendini konumlandırmak mecburiyetine itmiştir. Mevzuat değişikliklerinin ve güncellemelerin hepimizin başını döndürecek sıklıkta olmasının nedenlerinden biri de bu mecburiyetten kaynaklanmaktadır. Bahis konusu kavramlar ekseninde değişen dünya ticaretine ayak uydurabilmek gayesiyle yeni gümrük kanununa ihtiyaç duyulduğu nokta-i nazariyesinden hareketle çalışmaların taslak haline getirilerek ilgililerin istişaresine sunulduğu bilinmektedir. İstişare herhangi bir konuda doğruya ulaşmak veya yaklaşmak için ehline sormak, danışmak, görüş alışverişinde bulunmak, fikir almak ve birlikte karar vermektir. Peygamber efendimizin bir hadis-i şeriflerinde “Kendi düşüncenize göre hareket etmeyin”, “Yapacağı işi ehliyle istişare edene, o işin en güzeli nasip olur” buyurmaktadır. Yine Türkçe sözlüğün Atası Kaşgarlı Mahmut’un (1008-1105) derlediği Divan-ı Lügat-ı Türk’te “Geniş elbise parçalanmaz, danışmakla gelen bilgi ise bozuk ve kötü çıkmaz” denilmektedir. Düşünür Gerald Massey de ”Danışın ve danıştığınız kişinin görüşlerini kendi görüşlerinizle birleştiriniz ki, doğru ortaya çıksın” demiştir. Dini, milli ve gayri milli örnekleri çoğaltmak elbette mümkün. Bakanlığımız, Gümrük Müşavirleri, Yükümlüler ve dış ticaretin diğer paydaşlarının istişareye her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu dönemden geçilmektedir. Bakanlığımızın bu yöndeki hassasiyeti, diyaloğa ve karşıdaki muhatabı anlama çabaları Gümrük Kanunu taslağının görüş ve önerilere açılması noktasında dikkate şayandır. Bu hassasiyetin daha da önemlisi hiç şüphesiz getirilen ve/veya getirilecek görüş ve önerilerin dikkate alınarak kanunun yasalaşmasıdır. Diğer yönden bu makalede, Gümrük Müşavirleriyle ilgili söz konusu taslakta yer alan bazı düzenlemelerin bir kritiğinin yapılmasına gayret edilmiştir. Tabiri caiz ise mesleğin çekirdeğinden kanun koyucuya doğru tutulmuş bir projeksiyondur. Kervanı yolda dizmek yerine; başta dizmenin daha sağlıklı sonuçlar vereceğine olan inançla aşağıdaki hususlar dillendirilmiştir. II.BÖLÜM: 1-Müktesep& Kazanılmış Hakların Korunması : Her şeyden önce 2008 yılından bu yana icra ettiğimiz Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği mesleğinin kanuni güvence altına alınması ziyadesiyle olumlu bir gelişme olmakla birlikte; kazanılmış hakların göz ardı edilerek yapılan çalışmanın eksik veya gözden kaçmış bir düzenleme olacağı izahtan varestedir. Gümrük Müşavirleriyle ilgili kazanılmış hakların taslağın geçici 1.maddesinin 3 fıkrasında sayılmış olmasına rağmen; bu hak mucibince öğrenim şartı hariç tutularak Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri olmuş ve eski meslekleriyle ilişkilerini yasa gereği kesmiş kişilerin anayasal hakkı olan müktesep / kazanılmış haklarının gözden kaçmış olması ihtimaline karşın aşağıdaki önerimizin dikkate alınması bu meyandaki eksikliği ikmal edecektir. Şöyle ki: Geçici Madde 1 - (4) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, 4458 sayılı Gümrük Kanununun yürürlükten kaldırılan 227, 228 ve geçici 5 inci maddelerine göre Gümrük Müşaviri olduktan sonra “Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Yetki Belgesi” ne sahip olanların, “Müktesep Hakları saklıdır. Öğrenim şartı hariç olmak üzere 205 nci maddede belirtilen koşulları taşımaya devam ettiklerinin anlaşılması durumunda, kendilerine Yetki Belgesi verilir. Öğrenim şartının mesleğe ayrıca bir kalite getireceği yadsınamaz ancak; devrin yasal normlarına göre meslek unvanını almış, yıllardır bu mesleği icra eden ve hayatını bu mesleğe vakfetmiş kişilerin sistem dışına itilmesi; eski Gümrük Müşavirliği pozisyonlarını da kaybettikleri için statü ve hak kaybına uğrayacakları kuşkusuzdur. Ezcümle, kazanılmış haklar zaviyesinden bakıldığında öğrenim şartının nasıl ve kimlere uygulanması gerektiğinin sınırı, hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde, bir önceki kanun hazırlanırken 4458 Sayılı Gümrük Kanunun Geçici 5 maddesine konulan hükümle gelecekte oluşacak muhtemel hak kayıplarının önü alınmıştı. Aynı anlayışın yeni kanun taslağı münderecatına derç edilmesi Kanunilik, kazanılmış haklara saygı ve normların geriye yürümezliği ilkelerine muvafık düşeceği gibi; kısır tartışmalar ve yargı yollarının aşındırılmasıyla kaybedilecek sinerjinin iş gücüne aktarılması sonucunu da beraberinde getirecektir. Ayrıca, Bu hakların tahkim edilmesi ve taçlandırılması adına taslağının 205.maddesinin 2. fıkrasının aşağıdaki şekilde revize edilmesi, halen bu mesleği icra edenlerin beka sorununu da ortadan kaldırmış olacaktır. Şöyle ki: (2) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri olanların müktesep hakları saklı kalmak kaydıyla, Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri olabilmek için 201 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan diğer koşullara ilaveten aşağıda belirtilen özel şartlar aranır: 2- Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör: Dış ticaret ve gümrük alanında güvenlik boyutu özellikle 11 Eylül 2001 sonrası önem kazanmış ve arz zincirinin güvenliği (supply chain security) kavramı ön plana çıkmıştır. Arz zincirinin güvenliği, Dünya Gümrük Örgütü’nün (DGÖ) çeşitli tavsiye kararlarında ve Ticaretin Kolaylaştırılması ve Güvenliğine ilişkin Standartlar Çerçevesinde ele alınmıştır. Ülkemiz de Standartlar Çerçevesinin uygulanmasına ilişkin niyet mektubunu DGÖ’ye iletmiştir. Hem güvenli hem de hızlı kargo taşımacılığının sağlanması zorunluluğu, başta ABD ve AB olmak üzere bunlarla ticaret yapan diğer ülkeleri de benzer yapıya sevk etmiştir. Ülkemizde bu yapı Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası olarak hayatımıza dahil olmuştur. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri ile Gümrük Müşavirleri bu işin neresinde olacağına ilişkin Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliğinde zımni olarak “Gümrük konularında bilgili ve tecrübeli personel” olarak; Sertifika kapsamında gerçekleştirilen gümrük işlemlerinin yıllık faaliyet raporuna bağlanması hususunda ise Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri net bir biçimde zikredilmekle birlikte uygulama yeni olduğu için kavramın içinin de henüz doldurulmadığı bilinmektedir. Diğer yönden Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör & Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası alacak her firmanın bünyesinde en az bir Gümrük Müşavirinin veya Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirinin istihdam edilmesi, söz konusu yeni mevzuatının anlaşılması, ulusal mevzuata aktarımı, uygulanması ve yürütülmesi aşamalarında çok olumlu katkılar yapacağı kuşkusuzdur. Bu bakımdan meslektaşlarımızın da gelişen ve değişen mevzuata ayak uyduracak şekilde kendilerini yenilemeleri ziyadesiyle elzemdir. 3- Gümrük Müşaviri Sınavları: Taslağın 203 ve 204. maddesinde yapılan değişiklikle, Bakanlık Teşkilatından gelen kişilerin de 201. Maddede belirtilen genel şartları taşıması halinde ayrıca sınava tabi tutulmalarının öteden beri süre gelen “İdareden Gelenler – Çekirdekten Yetişenler” tartışmasını ortadan kaldıracağı gibi fırsat eşitliği ve mesleki kalite açısından da olumlu bir değişiklik olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca taslaktaki (206/d maddesi) gibi sınav sayıları 5’e yükselecekse, hak kaybı olmaması açısından önceden 3 kez sınava girip, başarılı olamayan kişilere 2 kez daha sınav hakkı getirilmesi yönünde taslağa ayrı bir geçici madde eklenmesinin daha adil olacağı mütalaa edilmektedir. 4- Gümrük Müşaviri Veya Ygm İstihdamı Zorunluluğu: Her hangi bir Gümrük Rejimi beyanının söz konusu olduğu durumlarda; Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör, Hızlı Kargo taşımacılığı, Kara, deniz ve havayolu işletmeleri ile nakliyeci kuruluş gibi alanlarda hizmet ifa edecek tüzel kişilik bünyelerinde Gümrük Müşaviri veya YGM istihdam edilmesi Gümrük İdaresinin bu alandaki gözetim zafiyetini en aza indirgeyeceği mütalaa edilmektedir. Bu bakımdan taslağın ilgili maddelerine bu unsurun monte edilmesi sistemin daha sıhhatli işleyişine vesile olacağı düşünülmektedir. 5- Gümrük İdarelerinde İş Takibi: Taslağın 200.maddesine aşağıdaki şekilde 5. bir fıkranın eklenmesi, doğrudan temsil yoluyla iş takibi yapacak kişilerin daha nitelikli ve donanımlı olmasını sağlayacağı gibi mesleki eğitimlere de ayrı bir değer atfedilmiş olacaktır. Şöyle ki: (5) Devlet, belediye, il özel idareleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin amir ve memurları, özel hukuk tüzel kişilerinin kendilerini temsile yetkili personeli hariç olmak üzere, Gümrükte İş Takibi Yapacak Doğrudan temsilcilerin Gümrük Müşavirleri Dernekleri tarafından verilen temel eğitim programını tamamlayarak, başarılı olduğuna dair sertifika alması gerekir. Bu kişilere bilge programı üzerinden doğrudan temsil şifresi verilirken söz konusu sertifikanın ibrazı şartı da aranır. 6- Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri Tarafından Yapılması Uygun Görülen Tespit İşlemlerinin Kamu Yararı Ve Hizmet Gereği Gözetilerek Gümrük Memuru Eliyle Yürütülmesi: Taslağın 205 nci Maddesinin üçüncü fıkrası ile “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri tarafından yapılması uygun görülen tespit işlemlerinin kamu yararı ve hizmet gereği gözetilerek gümrük memuru eliyle yürütülmesi konusunda Bakanlık yetkilidir” ifadesi, Bakanlıkça “kamu yararı ve hizmet gereği” gerekçeleri ile her an Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirinin yetki ve haklarının elinden alınması mümkün olacaktır. Böylece, “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği mesleği, ticari gelecek bakımından sürdürülebilir, planlanabilir bir meslek olmaktan çıkacağı muhakkaktır. Bu nedenle söz konusu Maddeden üçüncü fıkrasının kaldırılması veya bu fıkrada yer alan ifadenin “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri tarafından yapılması uygun görülen tespit işlemlerinin kamu yararı ve hizmet gereği gözetilerek bazı tespitlerin yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ile birlikte gümrük memurunun refakatiyle yürütülmesi konusunda Bakanlık yetkilidir.” Şeklinde düzenlenmesi ticari gelecek, sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle çelişmeyeceği gibi; bakanlığın konjonktürel bakış açısına göre mesleğin top yekûn ortadan kaldırılmasının da önü alınmış olacaktır. Aksi halde mesleğin yasal güvence sadedinde kanun kapsamına alınmasının da bir esprisi kalmayacaktır. 7- Asgari Ücret : Makul, ölçülebilir sürdürülebilir ve risk analizleri kriterlerine göre hazırlanan asgari ücret tarifelerinin uygulamadaki güçlükleri mesleğimizin kanayan bir yarası maalesef. Bu konuda geçmiş dönemde İstanbul Gümrük Müşavirliği Derneği’nin yaptığı 20 sayfalık “Asgari Ücret Tarifeleri İçin Maliyet Analizi” incelemeye değer bir çalışma olarak dikkate şayandır. Adeta kılı kırk yararak hazırlanan söz konusu maliyet çalışmaları doğrultusunda Asgari ücretlerin belirlendiği bilinmektedir. Adı üstünde Asgari Ücret, yasal olarak belli ölçülere göre saptanan en düşük ücret anlamına gelir ve bu ücretin altında hizmet ifa etmek kul hakkına girdiği gibi; haksız rekabeti de beraberinde getirir. Asgari Ücretin altında iş ifa etmek, her şeyden önce müşavirin kendi mesleğine yapacağı en büyük ihanettir. Literatürümüze şakayla harmanlanarak çözüm odaklı bir söylem olarak giren “Taksim de sallandıracaksın bak bi daha yapıyor mu” klişesini hatırlatmak isterim. Bu asgari ücretin altında iş yapanların bir iki tanesini sallandıracaksın taksim meydanında bak bi daha asgari ücretin altında iş yapıyorlar mı (!). Yaparlar dediğinizi de duyar gibiyim ama neyse. Yıllar önce kaleme aldığım müşavir isimli şiirin aşağıdaki kıtasını hatırlatmak isterim: Kimi hüner sayar yasa delmeyi Kimi unutmuştur kıymet bilmeyi Meslek onuruna takar çelmeyi Asgari ücretten düşer müşavir Asgari ücret mesleğimiz açısından gerçekten ziyadesiyle önem atfedilmesi gereken bir mesele. Kanun kapsamında müstakil bir madde olarak yer alması da bunun önemini gösteriyor zaten. Ayrıca Gümrük Müşavirlerine olduğu gibi, asgari ücretin altında teklifle gelen yükümlülere de olabilecek en ağır yaptırımın getirilmesi gerekmektedir. Buradan hareketle taslağın 208.maddesine aşağıdaki şekilde (2). Fıkranın derç edilmesi bu önemi taçlandıracağı kanısındayız: (2) Tasdik edilen Asgari ücret tarifesinin zafiyete uğratılmaması için Gümrük Müşavir Dernekleri ile bakanlık gerekli gördüğü tüm önlemleri alır. Söz konusu önlemler ile Disiplin cezaları yönetmelikle belirlenir. 8- Kullanıcı/erişim kodu ve şifresi veya e-imza Meselesi: Gümrük Müşavirinin mahiyetinde çalışan Gümrük Müşavir yardımcıları ile stajyerlere işin doğası gereği Kullanıcı/erişim kodu ve şifrelerini belge, bilgi ve tutanak v.s hazırlanması için kullandırmak zorunda olduğu hepimizin malumdur. e-imza konusu ise biraz farklıdır. Zira e-imza, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca, ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahiptir. Dolayısıyla 3. Kişilere verilemez ve kullandırılamaz. e-imza dışındaki Kullanıcı/erişim kodu ve şifreleri ise beyanname, tutanak, TPS, vs belge ve bilgilerin hazırlanması aşamasında sisteme giriş için gereklidir. Sisteme girilen bilgiler ise müşavir tarafından kontrol edilip, e-imza marifetiyle imzalanarak, sisteme yüklenmektedir. Taslağın 211 maddesinin 4/b fıkrası mevcut haliyle yasalaşırsa, uygulamayla çelişen fiili durumumun ortaya çıkacağı aşikârdır. Uygulamaya mugayir fiili durumun, gayr-i kanuni olmaması açısından ya Gümrük Müşavirinin yanında çalışan Gümrük Müşavir Yardımcısına ve Stajyerine yetkisi oranında sadece sisteme girip belge, bilgi girişine olanak sağlayacak mahiyette kendilerine münhasır kullanıcı/erişim kodu ve şifreleri verilmesi veya Müşavirin kullanıcı/erişim kodu ve şifrelerini son aşama olan e-imzaya kadar olan safhanın kullanılmasında yasal bir engel olmayacak şekilde düzenlemenin yapılması beklenmektedir. Aksi halde eşyanın tabiatına ve işleyişe aykırı düzenleme yapılmış olacaktır. Bahis konusu kişilere kendilerine has Kullanıcı/erişim kodu ve şifreleri verilmesi sakıncalı bulunuyorsa; düzenlemenin aşağıdaki şekildeki revize edilmesi ilgili maddeyi fiili durumla çelişmeyecek bir konuma getirecektir: (b) Kullanıcı/erişim kodu ve şifreleri yetkisiz kişilere kullandırmak ile e-imzasını 3.kişilere kullandırmak veya gerekli tedbirleri almayarak yetkisiz kişilerin gümrük sistemine erişimini sağlamak, Yukarıdaki durum muvacehesinde 211 maddesinin 5/b fıkrasının da yetkisiz kişi-üçüncü kişi-e-imza denklemi açısından, fiili duruma göre aşağıdaki şekilde revize edilmesi yaşanması muhtemel sıkıntıları önleyeceği düşünülmektedir. (b) İzin belgesini, kullanıcı/erişim kodu ve şifresini veya e-imzasını bir başkasına kiraya vermek veya ruhsatını, kullanıcı/erişim kodu ve şifresini yetkisiz kişilere kullandırmak veya e-imzasını üçüncü kişilere kullandırmak, 9-Disiplin Cezaları: Suç ve ceza arasında adil bir dengenin bulunması, disiplin hukukunun özünü oluşturmaktadır. Bu denge kurulurken olayın oluş biçimi, suçun işleniş koşulları, ilgilinin suç kastının olup olmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların göz önünde bulundurulması gerekir. Makalemize konu taslağın 211.maddesini teşkil eden Disiplin cezaları, özellikle hak mahrumiyeti sonucunu doğuracak ise Terörle mücadele halleri, suçüstü hali, kasıt, taksir veya nitelikli suç halleri hariç olmak üzere, geçici veya süresiz meslekten çıkarma cezalarında keyfi ve yargısız infaza mahal vermeyecek objektifte düzenlenmeli; yargı kararı kesinleşmeden geçici ve süresiz meslekten el çektirilme cezası uygulanmaması gerektiği kişi ve kamu vicdanı açısından daha adilane bir yöntem olduğu düşünülmektedir. İdari savunma alınmadan cezai yaptırımın uygulanmadığı bilinmekteyse de çoğu zaman “Savunma hakkının Kullanılması” yasal bir görevi ifa etmekten öteye geçmediği; idari tedbir uygulamalarında takdir yetkisinin ekseri cezai yaptırım şeklinde tecelli ettiği malumdur. 10-Oda Yasası : 4458 sayılı Kanunun Geçici 6 ncı maddesinin ilk paragrafında yer alan “meslek kuruluşu şeklinde örgütleninceye kadar aşağıdaki hükümler uygulanır” ifadesine, Taslağın; 207, 208 ve 211 inci maddelerinin en başında yer verilmesi “Oda Kanunu” ile ilgili Gümrük Müşavirlerinin umutlarını diri tutmasına vesile olacaktır. III.BÖLÜM: Eskilerin, "yüz seksen defa da olsa tekrar iyidir” manasına gelen et tekraru ahsen velev kane yüz seksen sözünden ilham alarak, tekrarlamak gerekirse Gümrük Kanunu taslağının, ilgili tüm paydaşların görüş ve önerilerine açılması, bakanlığımızın “İstişareye” verdiği önemi göstermesi bakımından ayrıca dikkate şayandır. İstişareler sonucunda teşekkül etmiş bir gümrük kanunun, gerek yönetmeliğinde gerekse ikincil düzenlemelerinde bir birbiriyle çelişen durumlar minimize edileceği gibi; mevzuatın uygulanmasında yeknesaklığı da beraberinde getireceği kuşkusuzdur. Böylelikle tüm paydaşlar bir orkestra gibi eskisinden daha uyumlu çalışma fırsatını yakalamış olacaklardır. Konunun sahadaki uygulayıcısı olan, müşavir zaviyesinden elimizden geldiğince yapıcı eleştiri de bulunmaya gayret ettik. Ne diyelim: - Gayret bizden; tevfik Allah'tandır…
Makalemize konu taslak metnine aşağıdaki linkten erişim sağlaya bilirsiniz. http://www.igmd.org.tr/2016/11/25/yeni-gumruk-kanunu-taslagi-hak/