Antrepo rejimine tabi tutulmuş eşyanın, kap adedi tamam olmakla birlikte; orijinal kap içindeki muhteviyat farklılığı için uygulanan yaptırımlar makalemizin konusunu teşkil etmektedir.
Anahtar Kelimeler: YGM, Gümrük Müşaviri, Antrepo işleticisi, Genel ve Özel Antrepo, Geçici Depolama Yeri, Kabahat, Suç, İştirak, Sorumluluk
I.
GİRİŞ
Antrepo mevzuatımızda, gümrük gözetimi
altında bulunan eşyanın veya izin verildiği durumlarda serbest dolaşımda
bulunan eşyanın ihraç edilmek kaydıyla konulduğu açık ya da kapalı alanlar
olarak tanımlanmaktadır. Genel ve özel olmak üzere iki türlü antrepo tipi
mevcuttur. Genel antrepo, eşyanın konulması için herkes tarafından kullanılabilen
gümrük antrepolarını; özel antrepo ise yalnız antrepo işleticisine ait eşyanın
konulması amacıyla kurulan gümrük antrepolarını, ifade etmektedir.
Geçici depolama yerine konulmadan gümrük antrepo
rejimine tabi tutulacak eşya antrepo beyannamesi olmadan antrepoya alınamaz.
Yani bir eşyanın antrepoya alınabilmesinin ilk koşulu idarece tescil edilmiş
bir antrepo beyannamesinin var olmasıdır. Antrepo beyannamesinin hat
kriteri belli olduktan sonra idarenin izniyle eşya antrepoya alınabilir.
Antrepo
işleticileri ve kullanıcıları; eşyanın gümrük antreposunda bulunduğu süre
içerisinde gümrük gözetimi altında bulunmasını sağlamak, eşyanın iyi muhafaza
edilmesi konusunda yükümlülüklerini yerine getirmek ve izinde belirtilen
şartlara uymak zorundadır. Aynı zamanda, antrepolarına
alınan eşyanın girerken gümrük idaresince tespit edilen miktarı üzerinden ve
eğer tespit yapılmamışsa belgelerinde yazılı miktarları üzerinden, antrepoda
eşya değiştirilmesinden, gümrük idaresine karşı mali bakımdan sorumludur. Bu
sorumluluk, eşyanın gümrük idaresince tespit olunan veya belgelerinde, antrepo
beyannamesinde yazılı miktarına ve cinsine göre eksiklik veya değişiklik ortaya
çıkması halinde, bunlara ait gümrük vergilerinin ve cezalarının ödenmesini de kapsar.
Bu makalede,
antrepo rejimine tabi tutulan eşyada meydana gelen ve/veya tespit edilen miktar
farklılıklarına ilişkin değerlendirmeler Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri (YGM)
zaviyesinden anlatılmaya çalışılacaktır.
II.
GEÇİCİ
DEPOLAMA VE ANTREPO AYRIMI
Geçici Depolama Yeri, Türkiye Gümrük
Bölgesine getirilen ve serbest dolaşımda olmayan eşyanın, gümrüğe sunulmasından
sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar
konulduğu, eşyanın her türlü dış etken ve müdahalelerden korunmasını sağlayacak
şekilde yapılmış, taşıtların durduğu, yanaştığı veya indiği yerlerdeki ambar,
depo, ardiye veya hangar gibi yerler olarak tanımlanmaktadır.
Antrepo ise, gümrük gözetimi altında bulunan eşyanın
veya izin verildiği durumlarda serbest dolaşımda bulunan eşyanın ihraç edilmek
kaydıyla konulduğu açık ya da kapalı alanlar olarak tanımlanmaktadır.
1- Gümrük Kanunu’nun 47’nci
maddesi uyarınca, Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşya gümrüğe
sunulmasından sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi
tutuluncaya kadar geçici depolanan eşya statüsünde olup, geçici depolama
yerinde bulunan eşyanın buradan çıkarılması için gümrükçe onaylanmış bir işlem
ya da kullanıma tabi tutulması gerekmektedir.
2- Gümrük
Yönetmeliğinin 332 nci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca, geçici depolama yerine konulmadan doğrudan antrepoya konulmak
istenilen eşya, antrepo beyannamesinin verilmesi kaydıyla ancak ve ancak
antrepoya alınabilir.
Bu çerçevede, geçici depolama yerinde veya direk antrepoya gelen eşyanın
antrepoya alınabilmesi için antrepo beyannamesinin verilmiş olması elzemdir.
2009 yılından önce ise eşya antrepoya geçici depolama statüsünde alınabilmekte;
denizyolu ile gelen eşya için, özet beyan verildiği tarihten itibaren 45 gün,
diğer bir yolla gelen eşya için ise, özet beyanın verildiği tarihten itibaren
20 günlük süre zarfında antrepoda geçici depolama statüsünde
depolanabilmekteydi. Antrepolara geçici
depolanan eşya statüsünde, eşya konulması uygulamasına yönetmelikle son
verildikten sonra iki önemli fiili durumla karşı karşıya kalındı:
1- Küşat hakkının sağlıklı bir şekilde
kullanılamaması,
2- Manifesto takibatının veya miktar
farklılıklarının Gümrük Kanunu’nun 237.maddesi gereğince eşyayı Türkiye Gümrük
Bölgesine getirenler nezdinde değil de; antrepo rejim beyanını verenler
nezdinde yapılmaya başlanmasıdır.
Özet beyan aşamasında eksiklik-fazlalık tutanağının
düzenlenmesi yeni fiili durum münasebetiyle imkansızdır. Zira doğrudan
antrepoya gelen eşyanın özet beyan safhasında tespiti yapılmamakta; tespitler,
özet beyan bilgilerine göre açılan antrepo beyannamesi üzerinden yapılmaktadır.
Gümrükler Genel Müdürlüğünün söz konusu uygulamaya yönelik 31.10.2016 tarih ve
19781236 sayılı yazılarında, Özet beyan aşamasında, özet beyan ile eşyanın
taşıttan ilk olarak boşaltıldığı yer olan giriş gümrük idaresinde düzenlenen
boşaltma listesinin karşılaştırılması neticesinde tespit edilen farklılıklar
için özet beyan takibatına gidilmesi, bir rejim beyanında bulunularak buna
ilişkin gümrük beyannamesi verildikten sonraki aşamada tespit edilen miktar
farklılıkları için ise ilgili rejim hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği,
talimatlandırılmıştır. Durum bu minval üzereyken, doğrudan antrepoya alınan
eşyalarla ilgili olası farklılığın özet beyan aşamasında tespit edilmesinin
imkânı da ortadan kalkmış durumdadır.
Bahis konusu fiili durum nedeniyle uygulamada
ciddi sıkıntıların yaşandığı da bilinmektedir. Özellikle 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun 237.maddesi gereğince, taşıyıcı firma
tarafından yapılması gereken eşyanın eksiklik-fazlalık takibatına ilişkin iş ve
işlemlerin yeni uygulama münasebetiyle antrepo rejim beyanını yapan firmalar
tarafından tekemmül ettirilmesi sonucunu doğurmuştur.
Oysa Gümrük Kanunu’nun 237/5.maddesi “Eşya miktarının gümrük idaresince tespit edilmediği ve rejim beyanının belgelerinde kayıtlı miktarlara göre yapıldığı durumlarda, tespit edilen miktar farklılıkları özet beyan eksiklik veya fazlalığı olarak değerlendirilir. Yapılan özet beyan eksiklik veya fazlalık takibatı sonucunda miktar farklılığı nedeniyle cezayı gerektirir bir durum ortaya çıkması halinde, 234 üncü madde hükümleri uygulanmayarak sadece bu madde hükümlerine göre işlem yapılır.” Hükmüne amir olup, rejim beyanında bulunduktan sonra dahi bu minvalde tespit edilen eksiklik veya fazlalıkların özet beyan eksikliği veya fazlalığı olarak değerlendirilmesi gerektiğini şek ve şüpheye yer vermeyecek netlikte ortaya koymaktadır.
III. YETKİLENDİRİLMİŞ GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİ (YGM) & ANTREPO İŞLETİCİLERİ MESELENİN NERESİNDE
Yetkilendirilmiş
Gümrük Müşavirleri ve Antrepo İşleticileri uhdelerinde bulunan antrepolara
gelen eşyanın kap (Dış ambalaj) ve tartılması gerekiyorsa miktar itibariyle
belgelerinde yazan miktarlara uygun olup, olmadığı yönünden sorumludurlar.
Örnek vermek gerekirse 9102 tarife Pozisyonunda beyan edilen 10-Kap; 100-KG
“Kol Saati” isimli eşyanın, antrepoya alındıktan sonra sayımı veya muayenesi
esnasında 10-Kap olduğu tespit edilmekle birlikte kap içeriğinde tespit edilen
beyan farklılıklarından (söz konusu farklılığın antrepoya alındıktan sonra
meydana geldiği durumlar hariç olmak üzere) YGM veya Antrepo işleticisinin
sorumlu tutulmasının hakkaniyetle bağdaşan bir tarafının olmadığı mütalaa
edilmektedir. Zira gerek YGM’nin gerekse antrepo işleticisinin kap içeriğini
sayma salahiyeti olmadığı gibi; antrepoya girişte tespit edilen 10-kap içinde
ne kadar saat bulunduğunu tespit etme ve ona göre tutanak tutma sorumluluğu da
bulunmamaktadır. Sorumluluğu ve bilgisi bulunmayan durum münasebetiyle bu
kişilere cezai işlem uygulanmasının hakkaniyete muvafık düşmediği muhakkaktır.
Diğer
yönden, Gümrük Yönetmeliğinin 122.
Maddesinde de açıklandığı üzere Muayene, kapların cins, marka, numara ve
adetlerini, eşyanın vergiye esas olan ağırlık ve diğer ölçüleri ile gümrük
tarife istatistik pozisyonu, menşe ve kıymetine ilişkin beyanın doğruluğunun
tespitini kapsar. Muayene işlemi tam veya kısmi muayene yöntemleriyle
gerçekleştirilir. YGM ve Antrepo işleticisi muayenenin yapıldığı mekânı
muayeneye hazır etmek, her türlü kolaylığı sağlamak, muayenenin antrepodaki
eşyalara zarar vermeyecek şekilde gerekli tedbirleri almak suretiyle
sonuçlanmasına yardımcı olmak dışında yükümlülüğünün bulunmadığı da
malumdur.
Buna mukabil Gümrük Yönetmeliğinin 522/3.maddesinde
Antrepo işleticileri ve kullanıcıların sorumluluğunun, eşyanın gümrük
idaresince tespit olunan veya belgelerinde ve antrepo beyannamesinde yazılı
miktarına ve cinsine göre eksiklik veya değişiklik ortaya çıkması halinde,
bunlara ait gümrük vergilerinin ve cezalarının ödenmesini kapsadığı hükmü
mucibince kap içeriğinde meydana gelen farklılıklardan da sorumlu
tutulmaktadırlar. Oysa denetleme neticesinde suiistimal ve kaçakçılık dahil
yolsuzluk halleri hariç olmak üzere, dış ambalajı itibariyle beyana uygun olup,
iç ambalajında (muhteviyatında) farklılık bulunan eşyanın eksiklik veya
fazlalığından mezkur kişilerin sorumlu olmamaları gerektiği
düşünülmektedir.
Bu bölüme ilave olarak, antrepoya eşyalar
alınmadan önce küşat hakkını sağlık bir biçimde kullanma iradesi elinden
alındığı için belgelerine göre rejim beyanında bulunmaktan başka bir çaresi
olmayan Gümrük Müşavirlerinin de yönetmeliğin
563/1.maddesi gereğince imzaladıkları beyanname ile ilgili cezai hükümlerin
uygulanması açısından beyannamede belirtilen bilgiler ile beyannameye ekli
belgelerin doğruluğundan ve ilgili rejimin gerektirdiği bütün yükümlülüklere
uyulmasından sorumlu olduklarından beyannameye ekli belgelerin yanlış olması (fatura-
konşimento vesaire belgelerde usulsüzlük-tahrifat yapılması vb. gibi) hali
hariç olmak üzere sonradan tespit edilen miktar farklılıklarından ötürü Gümrük Müşavirinin
dahli bulunmayan husus için cezai hükümlere muhatap edilmemesi gerektiği
düşünülmektedir.
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri (YGM) ile Antrepo İşleticilerinin iştirak kapsamında değerlendirilebilmesi için eyleme bilerek, isteyerek ve kasıtlı bir şekilde dahil olduğunun 2 seri nolu Gümrük Genel Tebliğinin (tahsilat işlemleri) 6. Ve 14.maddesinde belirtilen kriterler göz önünde bulundurulmak suretiyle somut bir şekilde ortaya konulması elzemdir.
IV. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Antrepoda bulunan eşya tahtında yapılan
muayene, denetleme, teftiş gibi kontroller sonucunda tespit edilen miktar ve
cins farklılıklarının öncelikle nereden
kaynaklandığının tespit edilmesi, antrepo işleticisi ile kullanıcısının veya
YGM’nin suiistimal, kusur ve sorumlulukları dahilinde bulunmayan farklılıklardan
dolayı bu kişilere cezai yaptırım uygulanmamasının gerektiği
düşünülmektedir. 30/3/2005
tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 14
üncü maddesinin
birinci fıkrası kapsamında iştirak hükümlerinin uygulanabilmesi için, para
cezasına konu kabahat fiilinin kasıtla yani bilerek ve istenilerek işlenmiş
olması gerektiği de göz önünde bulundurulduğunda antrepo içerisinde vuku
bulmayan farklılıklardan kaynaklı yaptırımlar dairesine zikredilen kişilerin de
dahil edilmesi adil bir yaklaşım olamayacağı izahtan varestedir.
Gümrük Kanunu’nun
236.maddesine istinaden işlem tesisi gerektiren durumlarda (Antrepoda meydana
gelen eksiklik/fazlalık, izinsiz eşya çıkarılması, eşya farklılığı, eşyanın
değiştirilmesi, vb. gibi) mevzuatımızdaki “iştirak ve Sorumluluk”
hükümleri çerçevesinde titiz ve hassas bir çalışma yapılmadan cezai işlemlerin
uygulanması hak mahrumiyetlerini de beraberinde getireceği muhakkaktır.
Başta Gümrük Müşavirleri
olmak üzere, Gümrük Ve Dış Ticaretin tüm paydaşları, suçluya anasından emdiği
sütü burnundan getirecek cezayı tatbik ettirmekle birlikte; suçsuzu
tereyağından kıl çeker gibi olay örgüsünden sıyırıp alacak yasal dayanaklara ve
uygulayıcılara her daim minnettar olacaktır.
Haki DEMİRTAŞ
Yetkilendirilmiş Gümrük
Müşaviri
(29.01.2020)
Kaynakça
-4458 Sayılı Gümrük Kanunu
-4458 Sayılı Gümrük Kanunu'na bağlı Gümrük Yönetmeliği
-5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
-Gümrük Genel Tebliği (Tahsilat İşlemleri) (Seri No: 2)
-Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün 31.10.2016 tarihli 19781236 sayılı
tasarruflu yazısı
-Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün 25.08.2017 tarihli 27475636 sayılı
tasarruflu yazısı
-İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün 20.06.2017 tarihli
25877519 sayılı yazısı
-İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün 10.05.2017 tarihli
24862582 sayılı yazısı