"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

Gecikme Zammı Ve KDV Matrahı Sorunsalı

Tarih: 25.12.2023 16:00:00 - Görüntülenme: 2911

I.             Giriş

Gecikme zammını en genel ifadeyle, amme (kamu) alacağının vadesinde ödenmemesi durumunda ortaya çıkan mali bir tazminat olarak tanımlayabiliriz. Söz konusu alacaklar için vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %1,6 (22.12.2023 tarihi itibariyle) oranında gecikme zammı tatbik olunmakta ve ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilmektedir.

Gümrük Kanunu’nda gecikme zammının karşımıza çıktığı hususlardan biri de şartlı muafiyet düzenlemeleridir. Şartlı muafiyet düzenlemeleri genellikle ülkemize ticaret politikaları uygulanmadan ve vergileri ödenmeden giren ve belli prosese tabi tutulduktan sonra ihraç edilmesi beklenen eşyalara ilişkin prosedürleri kapsamaktadır. Bu kapsamdaki eşya için gümrük yükümlülüğü doğması halinde “gecikme zammı” gündeme gelmektedir.  Şartlı muafiyete ilişkin beyannamenin tescili esnasında nakit teminat dışında kalan diğer teminat şekilleriyle işlem tesis edildiği durumlarda, gümrük yükümlülüğü doğduğunda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre tespit edilen gecikme zammı uygulanması gerektiği izahtan varestedir. Yıllardır uygulamasına şahit olduğumuz Dahilde İşleme Rejimi (DİR) veya geçici ithalat rejimi kapsamında işlem gören eşyaların; Serbest Dolaşıma Giriş Rejimine dönüştürülmesi durumunda (ki buna mevzuatımız cevaz vermektedir), Gümrük Kanunu’nun 207. maddesi gereğince gecikme zammının ortaya çıkmasını somut örnek olarak verebiliriz. Ezcümle, gecikme zammı hesaplaması şartlı muafiyet beyannamesi ile serbest dolaşıma giriş beyannamesi arasındaki tarih aralığını konu edinmekte ve nakit teminat dışındaki diğer teminatlı işlemlerde gündeme gelmektedir.

Durum bu minval üzere olmakla birlikte Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) 20.10.2023 tarih ve 87100 sayılı yazılarından hareketle Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün “İthalatta KDV Matrahı” konulu 03.11.2023 tarih ve 90236029 sayılı yazıları yayımlanmış ve söz konusu yazıya istinaden bu kapsamda işlem yapan tüm firmalara ek tahakkuk ve ceza kararları gönderilmeye başlanmıştır. Bu makalemizde Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün mezkûr yazısını değerlendirmeye gayret edeceğiz.

 

Anahtar Kelimeler & Kısaltmalar:

Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK), Gümrük Kanunu (GK), 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (AATUHK), Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Gecikme Zammı, Şartlı Muafiyet, Geçici İthalat, Dahilde İşleme Rejimi, Serbest Dolaşıma Giriş Rejimi, Gümrük Müşavirleri Dernekleri.

 

II.            Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) ilgili yazılarından hareketle Gümrükler Genel Müdürlüğü Ne diyor?

 

GİB görüşünün yansıtıldığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün söz konusu yazılarında, İthalatta KDV matrahına dahil olup zamanında tahsil edilmeyen vergiler üzerinden hesaplanan gecikme zammının da ithalatta KDV matrahının bir unsuru olduğu, dolayısıyla geçici ithal edilen eşyanın serbest dolaşıma girişi veya gümrük yükümlülüğü doğması halinde 4458 sayılı Kanunun 207 nci maddesi muvacehesinde nakit olarak tahsil edilmeyen (teminata bağlanan) kısım için ilgili beyannamenin tescil tarihinden başlamak üzere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre tespit edilen gecikme zammından hasıl olan tutarın 3065 sayılı KDV Kanunun 21/c maddesi kapsamında ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.

 

III.          Peki 3065 sayılı KDV Kanunun 21/c maddesi Ne Diyor?

Hukuk devleti prensipleri gereği kanunsuz vergi olmadığı, her türlü verginin yasalarda yer aldığı şekil ve usullerde toplanacağı kabul edilmektedir. Dolayısıyla öncelikle bir hükme varabilmek için ilgili yazıda mesnet olarak gösterilen kanun maddesinin lafzına ve ruhuna bakmanın faydalı olacağını düşünüyoruz.  KDV Kanunu'nun 21/c. Maddesi, Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin” ithalatta KDV matrahına dahil edileceği hükmüne amir olup, sonradan ortaya çıkacak gecikme zammı, gecikme faizi, ceza vb. gibi unsurların sonradan matraha ilave edileceğine dair herhangi bir hükmü de bünyesinde barındırmamaktadır.

Şu halde;

Gecikme zammının ne zaman gündeme geldiğinin ve beyannamenin tescilinden önce veya tescil esnasında varlığı biliniyor muydu sorusuna cevap aramak yerinde olacaktır.

El cevap

-Gecikme zammı, vade bitiminde veya vadesi içerisinde bir gümrük yükümlülüğü doğduğunda gündeme gelmekte olup, varlığının önceden (Gümrük beyannamesinin tescil edileceği güne kadar) bilinmesinin imkânı yoktur.

Hele hele Gecikme zammının, eşyanın ithalinde alınan bir vergi olmayıp, vergi aslına bağlı olarak tahsil tarihinde alacaklı tahsil dairesi (Gümrük İdaresi) tarafından hesaplanan feri alacak olduğu düşünüldüğünde manzara daha sarih bir şekilde gözler önüne serilecektir.

IV.          Vergi Salımı

Vergiler, Anayasamızla tahkim edilmiş ve kanunlarımızla düzenlenmiştir. Sosyal devletin hizmetlerinin yerine getirilmesi için gerekli olan ekonomik bir araçtır. Devlette sürekliliği sağlayan olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Bununla birlikte vergilemenin de belli bir disiplin ve ilkeler gözetilerek salınması beklenir. Vergilerin, söz konusu disiplin ve ilkelere aykırı olarak tahsil edilmesi halinde; (eninde sonunda) adalet mekanizmasından döneceği kuşkusuzdur. 

Vergi salımında,

-Verginin konusunun, vergilerin miktarlarının, tarh ve tahsil zamanları ve şekillerinin gerek idare gerek vergi yükümlüleri açısından belli ve kesin olmasını ifade eden “Belirlilik İlkesi”;

- Vergi Sisteminin hukuk kurallarına uygun olarak işletilmesi kapsamında mütalaa edilen “Hukuk Devleti İlkesi”;

- Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır” şeklinde ifade edilen “Kanunilik İlkesi”;

- “Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağıtılması” şeklinde ifade edilen “Adalet ilkesi”;

göz önünde bulundurulması elzem olan disiplin ve ilkeler olduğu mütalaa edilmektedir.

Vergiler ilgili kanununda yer aldığı şekil ve usulde salınması gerektiği başkaca hiçbir yorum ve izaha gereksinim duyulmayacak şekilde göz önüne serilmiş olmasına karşın beyannamenin tescil tarihinden sonra gündeme gelen unsurların bizatihi özel kanunundaki ifadelere aykırı olarak KDV matrahına sokulması şaşkınlığı; ya konunun bakanlığımız yetkililerince yeniden irdelenmesi veya uygulamanın yargı yoluyla konusuz kalmasıyla sektör üzerinden atılacağı ön görülmektedir.   

KDV Kanununun 21/c maddesi mesnet gösterilmek suretiyle GİB'nın görüşleri doğrultusunda uygulamaya alınan söz konusu işlemler, vergilerin ve cezaların nasıl yürürlüğe konulması gerektiği sorusunu da beraberinde getiriyor doğrusu. Vergilerin kanuniliği ilkesi, Anayasamızın 73'üncü maddesinde “…vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. KDV kanunun 21/c maddesinde ise acık ve net bir şekilde Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin” ithalatta KDV matrahına dahil edileceği hususunu hükme bağlamıştır.

KDV Kanununun gerek lafzı (sözü) gerekse özü (ruhu) irdelendiğinde gecikme zammının KDV matrahının bir unsuru olmadığı açık ve net bir şekilde görülecektir. Zira gecikme zammı beyannamenin tescil tarihine kadar netleşen bir olgu olmadığı gibi; KDV konusunu ihtiva eden ne bir mal teslimi; ne de bir hizmet ifasıdır…

V.           Sonuç Ve Değerlendirme,

Amme alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda vuku bulan, vergi aslına bağlı olarak tahsil edilen ve mali bir tazminattan öteye bir hüküm ifa etmediği düşünülen gecikme zammının vergi gibi telakki edilip; KDV matrah unsuru olarak kabul edilmesi; bir de önceden beyan edilmediği (!) için beyannamenin tescil tarihinde beyan edilen KDV matrahının noksan beyan edilmesi sonucunu doğuruyormuş gibi adeta Mefhum-ı muhalifinden istihraç suretiyle yorum yaparak vergi ve ceza salmanın anayasamız başta olmak üzere ilgili tüm yasa sistematiğine tezat teşkil ettiği izahtan varestedir. Derinleşmeye başlayan söz konusu hususların adalet mihengine vurularak yaşanması muhtemel mağduriyetlerin önlenmesi bakımından yeniden değerlendirilmesi ve hakkaniyetli bir çözüme kavuşturulması ziyadesiyle faydalı olacağı değerlendirilmektedir.     


Haki Demirtaş
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri

(22.12.2023)


Kaynakça:

1-    Gümrük Kanunu- (4458 nolu Kanun) (04.11.1999 tarihli, 23866 sayılı R.G.)

2-    Gümrük Yönetmeliği (07.10.2009 t. 27369 s. R.G.)

3-    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.

4-    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun

5-    Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) 20.10.2023 tarih ve 87100 sayılı yazıları

6-    Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 03.11.2023 tarih ve 90236029 sayılı yazısı

7-    https://files.igmd.org.tr/doc/20122023-162439_gecikme-zamminin-kdv-matrahina-dahil-edilmesi-hkpdf.pdf

Son Yüklenen Diğer Haberler