I.
ÖZET
Nihai kullanım sistemi, üretimde
kullanılacak girdilerin ucuza temin edilmesini sağlayarak üretimin
artırılmasına katkıda bulunmak ve yerli sanayinin gelişmesini desteklemek
amacıyla geliştirilmiş bir sistemdir. Nihai kullanım sisteminden
yararlandırılan eşyanın ithali sırasında, Türkiye’ye ithal edildikten sonra
belirli bir kullanıma tabi tutulması koşuluyla, gümrük vergisi alınmaz veya
indirimli bir gümrük vergisi oranı uygulanır. Nihai kullanımdan
yararlanabilecek eşya İthalat Rejimi Kararı ile belirlenir ve (a) harfi ile sembolize
edilir. İndirimli veya Sıfır vergi uygulaması sunan bu sistemden istifade etmek
için her şeyden önce sistemin nev-i şahsına münhasır aşamalarının tekemmül
ettirilmesi ve işleme ilişkin tüm safahatın özellikle muhasebe kayıtlarının
(Stok-Üretim-Tüketim-Satış kayıtları gibi) izlenebilir biçimde tutması
zorunludur.
Nihai Kullanım Sisteminin Aşamaları:
a) Firmanın
TPS (tek Pencere Sistemi) ile Nihai Kullanım izin başvurusu,
b) Gümrük
idaresinin izin başvurusunu değerlendirmesi (TPS üzerinden onay ve kabul
işlemleri),
c) Nihai
kullanım İzini alan firmanın beyanname tescili,
d) Nihai
kullanıma konu eşya ve işlemin denetimi (Ek:27),
e) Yetkilendirilmiş
Gümrük Müşavirinin “NK-1 Tespit Raporu” düzenlenmesi,
f) Nihai
kullanım İzninin kapatılması ve Teminat iadesi,
II.
ANAHTAR
KELİMELER:
Nihai Kullanım, Tek Pencere Sistemi
(TPS), Rejim Hak Sahibi, Devir, Satış, Gümrük Kanunu, Gümrük Yönetmeliği,
İndirimli Vergi, Teminat, Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri (YGM), Ek-27
Denetleme Formu, Ek-31 Devir Ve Satış
Formu.
III.
Gümrük Genel
Tebliği (Nihai Kullanım) (Seri No: 1) (29.09.2016 t. 29842 s. R.G.)
Mezkur sistemin, uygulama
sahasındaki sıkıntıları gidermek için 29/09/2016 tarihli ve 29842 sayılı Resmi
Gazete’de, “Gümrük Genel Tebliği (Nihai Kullanım) (Seri No:1)” yayımlanmış
olmasına karşın geldiğimiz noktada sıkıntıların devam ettiği gözlenmektedir.
Söz konusu tebliğ
ile, Nihai Kullanım Tebliği ile eşyayı kendileri nihai kullanıma tabi tutacak
ithalatçıların yanı sıra, ithalatçı tarafından eşyanın bir ara işleme tabi
tutulmak veya nihai kullanıma tahsis edilmek üzere başka bir firmaya
gönderilmesi durumunda nihai kullanım uygulamasına açıklık getirilmiş, nihai
kullanıcılara ilişkin denetimlerin etkinliği ve verimliliğinin arttırılmasına
yönelik düzenlemelere gidilmiş ve birçok belirsizlik giderilmiş olmakla
birlikte; nihai kullanım kapsamındaki eşyanın devri ile satışı durumunda ortaya çıkan belirsizliklerin, (uyuşmazlıkları
bertaraf edecek nispette) giderilemediği sahadan alınan geri bildirimler bize
göstermektedir.
IV.
“DEVİR
& SATIŞ” SARUNSALI
Ülkemizde nihai
kullanım uygulaması, ilk defa 31.12.2003 tarihli ve 25333 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 2003/6661 sayılı “Nihai Kullanıma Konu Eşya İle Gümrük Vergisi
Askıya Alınan Eşyadan Kullanım Amacı Tayin Edilenlerin İthalatına İlişkin
Karar” ile yapılan düzenleme çerçevesinde mevzuatımıza dahil edilmiştir. İlk
önce sadece imalatçılara verilen söz konusu izin bir yıl sonra eşyayı kendisi
nihai kullanıma tabi tutmayacak ithalatçılara da verilmeye başlanmıştır.
Konuyla ilgili Gümrük Genel Tebliği (Nihai Kullanım) (Seri No: 4) (05.05.2006
t. 26159 s. R.G.) yayımlanmış daha sonra, söz konusu tebliğin yürürlüğü
kaldırılmış; eşyayı kendileri nihai kullanıma tabi tutacak ithalatçı ile
eşyayı kendileri nihai kullanıma tabi tutmayacak ithalatçı ayrımı
kaldırılarak; uygulama tek bir tebliğde birleştirilmiştir (Gümrük Genel Tebliği
(Nihai Kullanım) (Seri No: 1) (29.09.2016 t. 29842 s. R.G.).
İlgili tüm mevzuat
incelendiğinde (eşyayı kendisi nihai kullanıma tabi tutmayacak ithalatçılar
açısından) iki farklı konunun anlatıldığı görülecektir:
a.
İthalatçının, Nihai Kullanıma tabi eşyayı yurt dışından
getirip serbest dolaşıma sokmadan Gümrük Yönetmeliğinin 333.maddesi kapsamında
gümrükte devretmesi halinde yapılacak iş ve işlemler anlatılmaktadır. (Bkz. GY 210/1 ve 1 Seri Nolu tebliğin
6.maddesinin 1. Ve 2. fıkrası).
b.
İthalatçı tarafından eşya, serbest dolaşıma sokulduktan
sonra yapılan satış işleminin nasıl olması gerektiği anlatılmaktadır (Bkz. GY
210/2.madde).
Buradan hareketle, eşyayı rejim hak sahibi olarak
serbest dolaşıma sokan ancak nihai kullanıma kendisi tahsis etmeyen
ithalatçıların eşyayı nihai kullanıma tabi tutacak kişilere yapılacak satışı,
GY EK-31’de yer alan form ile ilgili gümrük idaresine beyan etmesi
gerekmektedir.
Zikredilen
1 seri numaralı tebliğin 6/1 Maddesi aynen: “Nihai
kullanım kapsamı eşya gümrük idaresinin izniyle bir izin hak sahibinden başka bir izin
hak sahibine devredilebilir” hükmüne
amirdir. İkici fıkrasında ise devredilmek istenmesi halinde Nihai kullanım
iznini veren Gümrük idaresinin Devir talebini değerlendireceği ve Tek pencere
sisteminde güncelleme yapılacağı belirtilmektedir. Buraya kadar anlatılan
“Devir” kavramını içermekle birlikte tebliğin ilgili maddesinde sadece devir
işleminin anlatıldığı ve gümrükte eşyanın başka bir izin hak sahibine
devredilmesi halinde söz konusu eşyaya ilişkin hak ve yükümlülüklerin de eşyayı
devralan izin hak sahibine geçmesi gerektiği eşyayı devir alan firma serbest
dolaşıma giriş rejimine tabi tutacağı için beyanname ihdas etmesi gerektiği sonucunu
da çıkarmak doğaldır. Tebliğin madde başlığında “satış” ibaresinin zikredilip,
maddenin münderecatında zikredilmemesi dikkate şayandır.
Tebliğin ilgili maddesine istinat eden Gümrük Yönetmeliğinin
210/2. Maddesinde ise “satış” ibaresi özellikle zikredilmekte
olup, ithalattan sonra yapılan satış işleminin olduğu durumlarda yükümlü, beyan
sahibi ve izin hak sahibi değişmeyeceği için yeni bir beyanname veya Nihai
Kullanım İzin belgesi (NKİB) tanzim etmeye mevzuatın da cevaz veremeyeceği
anlaşılacaktır.
Bu bakımdan konuya satış işlemini göz ardı ederek sadece devir
zaviyesinden bakmak, konunun tüm yönleriyle anlaşılmasına engel olacaktır.
Eşyayı, Serbest Dolaşıma Giriş Rejimine tabi tutan firma aynı zaman da izin hak
sahibidir ve eşyanın tüm vergileri, izin hak sahibi firma tarafından teminata
bağlanmıştır. Rejim hak sahibi eşyayı fason işleme tekniği ile mülkiyeti
kendinde olmak üzere imalatçıda ürettirip, nihai ürün haline getirdikten sonra
eşyayı satabileceği gibi; serbest dolaşıma girmiş eşyanın “Nihai kullanım Faaliyetlerine tabi tutulması şart ve koşuluyla
mülkiyetiyle birlikte imalatçıya satabilir. Mevzuatımızda söz konusu satış türlerine mâni bir durum bulunmamaktadır. İlgili imalatçı firmanın satış koşulu
gereği izin hak sahibine karşı sorumluluğu bulunmakla birlikte; gümrük idaresine
karşı herhangi bir sorumluluğu yoktur. Gümrük İdaresine karşı diğer tüm mali ve
hukuki sorumluluğun izin hak sahibinde olduğu açıktır.
İzin hak sahibinin, teminat dahil vergisel ve hukuki tüm
taahhütlerini tekemmül ettirerek gerçekleştirdiği ithalat sonrası imalatçı
firmaya fason işleme bedeli karşılığı teslimi veya ticaretin gereği olarak
belirli bir kar marjı ekleyerek peşin olarak satış yapması, söz konusu Nihai
Kullanım İzninin ithalatçılara da veriliyor olmasının doğal bir sonucudur.
İthalat işlemleri tamamlanarak yapılan söz konusu satışın mali mevzuat ve
dahili ticaret açısından yurt içinde alım-satımı yapılan herhangi bir üründen
farklı değildir. Fark ticaretin yapılış şeklinden ziyade eşyanın nihai
kullanıma tabi tutulmasına dair özel koşulların sağlanıp, sağlanmadığı
hususlarının ayrıca tespitine gereksinim duyulmasından kaynaklanmaktadır.
Nihai kullanım
mevzuatının amir hükümleri mucibince yukarıda izah etmeye çalıştığımız hususlar
bir arada değerlendirildiğinde serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmadan önce
alınmış olan izin kapsamı eşyanın başka bir izin hak sahibine tesliminin “devir"
işlemine ; Serbest Dolaşıma Giriş Rejimine tabi tutulan nihai kullanım
kapsamı eşyanın; eşyayı nihai kullanıma
tahsis edecek firmaya mülkiyetiyle birlikte (satış faturası ile) tesliminin “Satış”,
işlemine delalet ettiği değerlendirilmektedir.
Hal böyleyken, mevzuatımızda
bu kavramların birbiri içine geçmiş olması; Efradının cami, ağyarının mâni
olmaması münasebetiyle uygulamada ciddi sıkıntıların yaşanmasına sebebiyet
verdiği bilinmektedir. Hatta bu bağlamda eşyanın nihai kullanıma tahsis edilip,
edilmediği yargısı oluşmadan verilen hükümler münasebetiyle, mükellef ile idare
arasında uyuşmazlıkların ortaya çıktığı ve çoğu zaman da yargıya intikal ettiği
müşahede edilmektedir. Nihai Kullanım sisteminin gerçek mahiyetini teşkil eden
gerekçe (eşyanın nihai kullanım
faaliyetlerine tabi tutulup, tutulmadığı olgusu) öncelemeden verilen idari ve
yargı kararları hukuki mesnetten yoksun olmaya mahkûm edileceği tasavvur edilmektedir.
V.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Eşyanın
satışı-devri-iznin iptali-gümrük vergilerin derhal ödenmesi hususları bir arada
değerlendirildiğinde:
a- Nihai
kullanım izninin, eşyayı kendileri nihai kullanıma tabi tutacak imalatçı
firmalara veya eşyayı nihai kullanıma tabi tutacak firmalara devretmek &
satmak suretiyle ithal eden ithalatçılara da verilmekte olduğu,
b-
Eşyayı nihai kullanıma tabi tutacak
kişilere yapılacak satış ve devirlerin yönetmeliğin ek-31'de yer
alan forma işlenip, izni veren gümrük idaresine bildirilmesi gerektiği,
c-
Söz konusu bildirimin yapılmasının
unutulması ve/veya sehven sonraya bırakılması halinde eşyanın nihai
kullanıma tabi tutulmuş olup, olmadığı yönünden yargıya ulaşmadan hüküm
verilmemesi gerektiği, (Nitekim Vergi Usul Kanununun 3. maddesindeki
"işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olması ilkesi" gereği bir işlemin
mahiyeti gerçekleşmişse bunun dışındaki hususların teferruat olduğu, usul
hatası olarak telakki edilmesi gerektiği),
d- Nihai
kullanım izninin, eşyayı kendileri nihai kullanıma tabi tutacak ithalatçılara
veya eşyayı nihai kullanıma tabi tutacak firmalara satmak & devretmek
suretiyle ithal eden ithalatçılara da verilebileceği, eşyayı kendisi nihai
kullanıma tabi tutmayacak ithalatçılar tarafından nihai kullanım hükümlerine
tabi olunarak indirimli veya sıfır vergi oranından yararlanmak suretiyle
serbest dolaşıma sokulması halinde, söz konusu eşyayı nihai kullanıma tabi
tutacak kişilere yapılacak satış ve devirlerin ilgili gümrük idaresine
bildirilmesi gerektiği, söz konusu bildirim sehven yapılmamış ve/veya geç
yapılmış olsa bile Gümrük Yönetmeliğinin 486/f.maddesi mucibince “Eşyanın
nihai kullanımı nedeniyle, indirimli veya sıfır vergi oranından yararlanarak
işlem görmesi durumunda, amaçlanan kullanıma tabi tutulmadan önce, eşyanın
devredenin stok kayıtlarında olması ve devredilenin söz konusu eşyanın izin hak
sahibi olması şartıyla eşyanın gümrük idarelerine bildirilmeden devredilmesi
halinde” tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin doğru işleyişini
etkilemeyeceği,
e- İznin
hangi durumlarda iptal edilmesi gerektiği ve hangi durumlarda vergilerin tahsil
edilmesi gerektiği Gümrük yönetmeliğinin 208.maddesinin 4. ve 5. fıkralarında
hüküm altına alındığı, iznin verildiği aşamada yanlış veya gerçeğe aykırı
beyanda bulunulduğunun veya eşyanın nihai kullanıma tahsis edilmediğinin veya
edilemeyeceğinin anlaşılması ya da gümrük idaresinin izni olmaksızın
devredilmesi veya satılması hallerinde iznin iptal edileceği,
f- İznin iptali durumunda, izin hak sahibinin nihai kullanıma
tahsis edilmemiş eşya ile ilgili gümrük vergisini derhal ödemek zorunda
olduğu,
Hususları göz ardı edilerek verilecek her türlü
kararın hukukun ruhuna muvafık düşmeyeceği mütalaa edilmektedir.
Meşhur hukuk terimlerinden biri olan “mefhum-ı
muhalifinden istihraç suretiyle tefsir” yani yazılı bir kavramdan zıddına hüküm
çıkararak konuyu açıklamak gerekirse mevzuat bize; (izni veren gümrük
idaresinin dilinden, amiyane tabirle) şunu söylüyor:
Ey İzin hak sahibi!
Eşyayı, yurt dışından getirip rejim beyanında
bulunmadan gümrükte devir yapabileceğin gibi serbest dolaşıma giriş rejimi
kapsamında ithalatta yapabilirsin. Eğer eşyayı üretim aşamalarından geçirerek
nihai kullanıma sen tabi tutacaksan, üretim safahatı ve süresi de dahil tüm
ayrıntıyı izin belgesinde belirttiğinin için ayrıca bir bildirim yapmana gerek
yok.
Amma velakin; eşyayı nihai kullanıma sen tahsis
etmeyeceksen, tahsis edecek firmaya göndereceğin zaman (Devir ve/veya Satış
Suretiyle) denetimin sağlıklı yapılabilmesi ve gümrük gözetiminin zafiyete
uğratılmaması bakımından yönetmeliğin 31 nolu ekiyle (Satış Ve Devir Formuyla)
tarafıma bildirimde bulun. Bu bildirimi yapmadan devir ve/veya satış olgusunu
tespit edersem; öncelikle eşyanın nihai kullanıma tahsis edilip, edilmediği
yönünden gerekli incelemelerimi yapar; eşyanın kısmen veya tamamen nihai
kullanıma tahsis edilmediğini tespit edersem verdiğim izni iptal ederek; nihai
kullanıma tahsis edilmeyen kısmın gümrük vergisini senden derhal isterim.
Eşyanın tamamı nihai kullanıma tabi tutulmuşsa bu defa da esas hasıl olduğundan,
usul hataları (satış ve devir işlemlerinin bildirilmemesi ve/veya sonradan
bildirilmesi) münasebetiyle yaptırım uygularım.
Mevzuatın konuyla ilgili hükümlerini mefhum-ı
muhalifinden istifade ederek çıkarım yapmış olsak da beklenen özellikle ceza ve
yaptırım içeren maddelerinin açık ve tenakus oluşturmayacak netlikte
yazılmasıdır. Yasa maddelerinin açıkça yazılmamış olması veya her okuyanın
farklı yorumlaması Nihai Kullanım Sisteminin uygulanmasında idare ile mükellefi
sık sık karşı karşıya getirdiği ve bundan sonra da getirmeye devam edeceği
izahtan varestedir. Yaşanan mağduriyetlerin bertaraf edilmesi bakımından
yetkililerimizin nihai kullanım sistemindeki çelişkili, muğlak ve birbirinin
içine geçmiş ifadeleri sarih bir dil yapısına büründürmek suretiyle sahadan
alacakları geri bildirimlerle harmanlayarak yeniden değerlendirilmesinin ziyadesiyle faydalı olacağı
değerlendirilmektedir.
Kaynakça:
1-
4458 SAYILI Gümrük
Kanunu (16, 81 İlâ 83.maddeleri)
2-
2009/15481 Sayılı
BKK (4 ilâ 12.maddeleri)
3-
4458 sayılı Gümrük
kanununa Bağlı Gümrük Yönetmeliği (207 ilâ 211.maddeleri)
4-
Gümrük Genel
Tebliği (Nihai Kullanım) (Seri No: 1) (29.09.2016 t. 29842 s. R.G.)
5-
Haki DEMİRTAŞ,
“Hangi Ürünler Nihai Kullanıma Tabidir”
(https://www.gumruktv.com.tr/gumruk-mevzuatinda-hangi-urunler-nihai-kullanim-hukumlerine-tabidir)
6-
Haki DEMİRTAŞ,
“Nihai Kullanım Sistemi” (https://www.gumruktv.com.tr/kose-yazilari/nihai-kullanim-sistemi)
7-
Haki DEMİRTAŞ (https://www.igmd.org.tr/Nihai-Kullanim-Mevzuatinda-YGM-Rapuru-Ile-Gumruk-Yonetmeliginin-27-Nolu-Ekinde-Yer-Alan-Denetleme-Formu-Arasindaki-Iliski_haberi)
Haki Demirtaş
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri