1999 yılında oluşturulan Gümrük Birliği ile ülkemizin dış
ticaret hacminde kayda değer artışlar olmuş, bu artışa paralel olarak gümrük
işlemlerinde de yoğunluk yaşanmaya başlanmıştı. Fiziki ve ekonomik büyüklük
açısından Türkiye ile benzerlik taşıyan AB üyesi ülkelerdeki gümrük personeli
sayısı ile kıyaslandığında Türkiye az sayıda personelle artan dış ticaret
işlemlerini yürütmek durumunda kalmıştı. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği (YGM)
sistemi devreye sokuluncaya kadar İstanbul, İzmir, Mersin, Kocaeli, Tekirdağ,
Bursa gibi antrepoların yoğun olduğu yerlerde aynı memurun çok sayıda antrepoda
görevlendirilmesi nedeniyle eşya giriş ve çıkışlarına refakat edememesi gümrük
denetim ve gözetiminin zafiyete uğramasına neden olmaktaydı. Olanaksızlıklar,
bir memurun hem idarede hem de kilometrelerce uzaklıkta yer alan birden fazla
antrepoda görevlendirilmesi sonucunu beraberinde getirmişti. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği (YGM)
sistemi tam da böyle bir ortamda, Gümrük Prosedürleri ile Tedarik Zincirinin daha
verimli ve etkin işlemesi adına 2008 yılı başlarında gümrük mevzuatına şimdiki
ismiyle Ticaret bakanlığı tarafından derç edilmiştir. Söz konusu düzenleme Maliye
Bakanlığı'nda uygulaması hali hazırda da devam eden "Yeminli Mali
Müşavirliği (YMM)" mesleği ile nispeten benzerlik gösterdiği söylenebilir.
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği, hukuki dayanağını 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun 10 ‘uncu ve 226 ‘ncı maddeleri ile 7/10/2009 tarihli ve 27369
mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 574 ‘üncü
maddelerinden almaktadır.
Antrepo
sayılarının artması, antrepoların gümrüklere olan uzaklığı, gümrüklerdeki
prosedürler, işlem yoğunluğu, ekonomik gerekçeler ve ülkemizin AB vizyonu ile gümrük
hizmetlerinin en yüksek kalitede, güvenli ve mevzuata uygun şekilde icra
edilemeyecek noktaya gelmesi Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği müessesesinin
oluşturulmasının en önemli sebepleri olarak gösterilebilir. Söz konusu süreç ve
YGM müessesesinin zarureti zamanın denetim raporlarına da yansımıştır. Söz
konusu ihtiyaçların günümüzde de artarak devam ettiğini söylemek yanlış
olmayacaktır. Sistemin, eski uygulamalarla kıyaslandığında, kamu yararı ve
nitelikli tespitler açısından daha faydalı sonuçlar doğurduğu, tespitlerin iki
uç muhatabı olan mükellef ve kamu erki başta olmak üzere, tüm paydaşların ortak
görüşü olarak benimsendiği bilinmektedir.
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirlerine tevdi edilen
tespitlerin gidilip, görülerek yerinde yapılması, bakanlıkla anlık veri
paylaşımı, Gümrük denetimi ve gözetimi açısından ziyadesiyle önemli olmakla
birlikte Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği müessesesinin uygulamaya konulduğu
2008 yılından bu yana gümrük personelinin gümrük idarelerinde istihdamı ile
personel ve harcamalardan tasarruf edilmiş, bu vesile ile hem memurun hem de
idarenin gereksiz şaibe ve töhmet altında kalmasının önüne geçilmiştir. Diğer
yönden Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği uygulamasıyla, gümrük idarelerinde
yetersiz olan personelin daha etkin istihdamı sağlandığı gibi Yetkilendirilmiş
Gümrük Müşavirliği bünyesinde ek istihdam sağlanarak, hazineye ciddi oranda
vergi geliri ve SSK pirimi katkısı sağlanmıştır. Ayrıca Yetkilendirilmiş Gümrük
Müşavirliği sistemi, gümrüğün dışında yapılması gereken birçok işi idarenin
üzerinden almasının doğal bir sonucu olarak, “risk” esaslı kontrol ve
denetimlerin daha etkin gerçekleştirilmesine zemin teşkil etmektedir.
Bakanlıkça
geliştirilen yazılım programı üzerinden işleyen Yetkilendirilmiş Gümrük
Müşavirliği Sistemi, gerek e-devlet, gerekse e-gümrük (Tek Pencere) hedefleri
paralelinde günümüz bilgi çağına uygun bir şekilde icra ediliyorken son
zamanlarda bazı basın yayın organlarında Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği
mesleğini hedef tahtasına oturtan, mesleğin içindeki kişileri ve paydaşlarını töhmet
altında bırakacak nispette iftira ve tahkir amiz bir tutum takındıklarına şahit
olunmaktadır. Ticaret Bakanlığı, antrepo işleticileri ve Yetkilendirilmiş
Gümrük Müşavirleri başta olmak üzere tüm dış ticaret paydaşlarının genele
teşmil edilmek suretiyle “hırsız”, “kaçakçı” gibi ağır ithamlarla yaftalanmasının
asla kabul edilebilir bir tarafı yoktur. "sükut ikrardan gelir "
atasözünden mülhem olarak dış ticaret paydaşlarının geneline teşmil edilen
aşağılamayı, tahkiri ve yaftalamayı bünyesinde barındıran yayım dilinin asla
kabul edilmeyeceği bilinmelidir.
Diğer yönden, anayasamızın
“Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar” başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında yer
alan “Ceza sorumluluğu şahsidir” düzenlemesi, Türk Ceza Hukuku’nda cezaların
şahsiliği ilkesinin kabul edildiğini göstermektedir. Ayrıca 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmında yer
alan 20. maddede “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı
sorumlu tutulamaz.” şeklindeki hükümle de anayasada yer alan düzenleme
yinelenmiştir. Cezanın şahsiliği ilkesi uluslararası metinlerde de kabul
edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Demokratik bir hukuk devletidir. Ülkemizde her
kurumun görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiştir. Sorumlu gazeteciliğin
göstergelerinden biri de bilgi ve belge olmadan, somut olay ortaya konulmadan
bir mesleğin ve/veya bir kurumun topyekûn yaftalanmamasıdır. Ortada bilgi ve
belge varsa da vakit kaybedilmeden Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda
bulunulması elzemdir. Böyle bir tutum, sorumlu gazeteciliğin bir gereği olduğu
gibi hem kurumların ve mesleklerin zedelenmesini önleyecek; hem de bu nevi haberleri
gündem yapan kişilerin kötü niyetli olmadıklarını, aksine kamu yararını
önceledikleri için tüm dış ticaret paydaşlarının haklı desteğini alacakları ve
taltif edilecekleri kuşkusuzdur.
İftira-amiz yazılara, YGM
zaviyesinden yasal gerekçelerle cevap vermek gerekirse:
1-
YGM, asla antrepo
İşleticisi ile iş ilişkisinde bulunamaz, (Tebliğin 13/9.maddesi ve tebliğin
22.maddesi)
2-
YGM müessesesi
basiretli tacir mesabesinde olup, kimsenin işçisi, çalışanı değildir. (Gümrük
Yönetmeliği 576/1-ç & Tebliğin 4/n maddesi). Bilakis YGM’ler; YYM’ler,
Yapı Denetimcileri, İş Güvenliği, İş Sağlığı vb.gibi özel sektörde hizmet veren
etkin ve yetkin bir meslek erbabıdır.
3-
Hiçbir YGM,
antreponun anahtarını antrepo işleticisine veremez. (Tebliğin 13/1-a maddesi).
Bilakis YGM, antreponun her açılış ve kapanışı ile açık bulunduğu sürelerde
eşyanın gümrük gözetimi altında bulundurulmasına yönelik gerekli tedbirleri
alır. Antrepoların kapanışı sırasında antrepo giriş çıkış kapıları mühür altına
alınır. Buna ilaveten, gümrük gözetimini zafiyete uğratacak hususlar ile
antrepoda eksikliklerin tespiti halinde durumu her koşulda gümrük idaresine ve
gerektiğinde antrepo işleticisine gecikmeksizin bildirmek zorundadır.
4-
YGM ’ler, tespit
sözleşmesi kapsamında bizzat yapacağı işleri başkasına yaptıramaz. Bu şekilde
davrandığı tespit edilenlerin belgesi süresiz olarak geri alınır (Gümrük
Yönetmeliği 578/6.madde).
5-
YGM, uhdesinde
bulundurduğu, emanetçisi olduğu antreponun kapısını ve veya mühürlerini açan ve
kapatan kişinin kendisi veya çalışanı konumundaki Gümrük Müşavir Yardımcısı
(GMY) olduğunu her denetim esnasında ispatla yükümlüdür. Geriye dönük kamera
kayıtlarından antrepoyu açanın ve kapatanın YGM ve/veya ilgili Gümrük Müşavir Yardımcısı
olmadığı tespit edilmesi halinde (Kamera kayıtları ile ispatı çok kolaydır) yetki
belgeleri alınarak, bir daha YGM ve/veya YGM Yardımcısı olma ihtimalleri söz
konusu değildir (Gümrük Yönetmeliği 578/2.madde).
6-
YGM, bakanlığın
belirlediği asgari ücret tarifesi altında iş ve işlem yapamaz. (Tebliğin
12.maddesi), ayrıca asgari ücret tarifesini Para iadesi yapmak suretiyle
baypas eden şirketlerin (YGM’lerin) tespiti zor olmasa gerekir. İstenmesi
halinde muhasebe kayıtlarından para hareketleri rahatlıkla yapılabilmektedir.
7-
Hiçbir YGM, tespit
işlemlerini yaptığı antrepo işleticisinden bir yıl tahsilat yapamadan çalışamaz.
Buna mevzuat cevaz vermediği gibi, ekonomik ve finansal açıdan sürdürülebilirliği
imkansızdır. Borcun zamanında ödenmemesi “Borçlar Kanunu” kapsamında mütalaa
edilmesi gereken bir konu olmakla birlikte, Gümrük Müşavirliği alanında haksız
rekabet oluşturacak şekilde ve kasten borcun geç tahsil edilmesi (Vadesi
geçtiği halde borcun talep edilmemesi) borçluyu kredilendirme manasına
geleceğinden, dolaylı olarak asgari ücretin delinmesine sebep teşkil edecek; bu
durum YGM ’nin yetki belgesinin alınması sonucunu beraberinde getirecektir. İstisnalar
kaideyi bozmamakla birlikte bu tehlikeyi göze alacak YGM ’ye rastlamak mümkün
değildir. Diğer yönden borçlunun taahhüt ettiği sürede ödeme yapmaması halinde
icra ve iflas kanununun 340.maddesinde düzenlenen taahhüdü ihlal suçu meydana
gelmekte olup, borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden
borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar
verileceğine hükmedilmektedir.
8-
YGM, olabilme
şartlarından birinin kaybedilmesi, tespit işlemleri ile ilgili olarak
Bakanlıkça belirlenen asgari ücret tarifesinin altında hizmet verilmesi,
mesleği icabı elde ettiği bilgi ve belgelerin Yetkilendirilmiş Gümrük
Müşavirliği dışındaki amaçlar için kullanılması, tespit sözleşmesi kapsamında
bizzat yapacağı işleri başkasına yaptırdığının tespit edilmesi, görevin bağımsızlık,
tarafsızlık ve dürüstlükle yapılmaması veya kusurlu olarak yapılması ya da
Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunulması veya
dolaylı temsil suretiyle faaliyet gösteren gümrük müşavirleriyle ya da tespit
işlemini yaptıran yükümlü ile doğrudan veya dolaylı iş ilişkisi içinde
olduğunun tespit edilmesi durumlarında YGM ‘lerin yetki belgeleri geri alınır.
Bu şekilde yetki belgeleri geri alınan gümrük müşavirlerine tekrar yetki
belgesi verilmez. (Gümrük Yönetmeliği 578/2.madde)
9-
Yetkilendirilmiş
Gümrük Müşavirliği, kariyer mesleği olup, YGM’ nin sahip olması gereken
nitelikler yönetmelikle hüküm altına alınmıştır. Söz konusu şartlar
incelendiğinde hangi okulların bitirilmesi gerektiği, hangi suçlardan beri
olunması gerektiği, antrepo işleticileri ile ortaklık ve çalışan statüsünde iş
ilişkisinin mevzu habis olamayacağı, Mesleğin şeref ve haysiyetine halel
getirilemeyeceği (Gümrük Yönetmeliği 576.madde) gibi koşulların
görülerek, mesleğe şaşı bakanların bu manada insaf, vicdan, iz’an ve edep
hasletlerine daha ziyade ihtiyaçları olacağı izahtan varestedir.
Sonuç olarak, suç şahsidir. İnsanın olduğu her yerde suç olma
ihtimali de doğaldır. Yasalarımızda bunun için “suç ve ceza” çerçevesi
çizilmiş; çerçevenin dışına çıkanlar için de cezai yaptırımlar öngörülmüştür.
Yaptırımları mesleki hayatının sonlanmasına neden olan ender meslek
guruplarından birinin YGM olduğu yukarıda verilen yasal dayanaklardan da açık
ve net bir şekilde anlaşılacaktır. Bazı yayın organlarına yansıyan iftira-amiz suçlardan
birini yapan veya bu suçlara göz yuman YGM’nin hayatı boyunca bir daha YGM olma
ihtimali yoktur. Bu bakımdan çiçeği burnunda yeni bakanımızın isminin de anılarak
bazı yayın organlarında mesleğimizin hedef gösterilmesi yerine, kişi ve
kurumları töhmet altında bırakmadan varsa bilgi ve belgeyle Cumhuriyet
Savcılığına suç duyurusunda bulunulması kamu yararı açısından daha faydalı
olacağı değerlendirilmektedir. Bu vesile ile kaleme almış olduğum şiirimi siz
değerli okurlarımla paylaşmak isterim.
Bayramların bayram olması temennisiyle…
BİR
MESLEK VAR MIDIR “YGM” GİBİ
Derdinin
içinde derman arayan
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Değeri
bir türlü anlaşılmayan
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Ne
gündüzü belli ne de gecesi
Ne
rütbesi artar ne derecesi
Ne
davası biter ne mahkemesi
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Ağular
yediği zehir içtiği,
Daima
rüzgârın tersten estiği
Olurun
olmazın racon kestiği
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Ne
yana çeksen uzayan sakız
Dilde
kaçakçıdır, söylemde hırsız
Kimsesiz
sahipsiz ve de arkasız
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Rüzgarlar
ekip de fırtına biçen
Kan
yutup kızılcık şerbeti içen
Gün
yüzü görmeden dünyası göçen
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Şecaat
arz ederken başını yakan
Meslektaşlarına
hep şaşı bakan
Kendi
Kendisine çelmeler takan
Bir
Meslek Var mıdır “YGM” gibi
Haki
DEMİRTAŞ (Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri)
Kaynakça:
1-
Gümrük Kanunu- (4458
nolu Kanun) (04.11.1999 tarihli, 23866 sayılı R.G.)
2- Gümrük Yönetmeliği (07.10.2009 tarihli) (07.10.2009 t. 27369
s. R.G.)
3- Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Tebliği (10.09.2020 t.
31240 s. R.G.)
4- Türk Borçlar Kanunu - 6098 (04.02.2011 t. 27836 s. R.G.)
5- İcra ve İflas Kanunu -2004 (19.06.1932 t. 2128 s. R.G.)